İNSAN, FİİLLERİNDE MUHAYYER (HÜR VE SERBEST) MİDİR
YOKSA MÜSEYYER (GÜDÜMLÜ VE MECBURİ) MİDİR?
Hamd, yalnızca Allah'adır. Salât ve selâm da Peygamberimiz
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'edir.
Değerli âlim Muhammed b. Salih el-Useymîn'e -Allah ona rahmet
etsin- bu sorulmuş ve kendisi şu cevabı vermiştir:
"Bu soruyu soran kimsenin kendi kendine şunu sorması gerekir: Bu
soruyu sorarken birisi kendisini zorlamış ve mecbur kılmış mıdır? Bir araba
satın almak istediği zaman arabanın türünü seçmek ister mi? Yoksa
istemez mi?
Buna benzer pek çok soruyu kendi kendine sorduğu zaman,
insanın fiillerinde hür ve serbest midir? Yoksa fiillerinde güdümlü ve
mecburi mi olduğunu açıkça anlayacaktır.
Sonra kendi kendine şunu sormalıdır: Başına bir olay geldiği zaman,
bu olay kendi isteğiyle mi başına gelmektedir?
Hastalandığı zaman kendi isteğiyle mi hasta olmaktadır?
Öldüğü zaman kendi isteğiyle mi ölmektedir?
Yine buna benzer pek çok soruyu kendi kendine sorduğu zaman,
insanın fiillerinde hür ve serbest midir? Yoksa fiillerinde güdümlü ve
mecburi mi olduğunu açıkça anlayacaktır.
Bütün bu sorulara şöyle cevap verebiliriz:
Akıl sahibi insanın yapmakta olduğu fiil ve davranışları, hiç şüphe
yok ki kendi tercihi ve irâdesiyle olmaktadır.
Delil olması bakımından Allah Teâlâ'nın şu sözlerine kulak verir
misin?
"İşte o, (vukû bulacak olmasında hiçbir şüphe olmayan) hak
günüdür. (O günün dehşetinden kurtulmak) isteyen (salih amelle)
Rabbine varan yol tutsun." 1
"Sizden kimisi dünya hayatını istiyor, kimisi âhiret hayatını
istiyordu.Sonra denemek için onlardan (düşmanınızdan) alıkoydu.
1 Nebe Sûresi: 39
2
Şüphesiz ki Allah (sizin pişmanlık duyup tevbe ettiğinizi bilmiş ve) sizi
affetmiştir. Allah, müminlere karşı çok lütufkardır." 1
"Kim de âhireti ister ve ona lâyık bir biçimde mümin olarak gayret
gösterirse, işte bunların çalışmaları makbul olur." 2
“Kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına
gelen bir kurbanı kesmesi gerekir. Kurbanlık, yerine varıncaya kadar
başınızı tıraş etmeyin.Aranızda hasta, yahut başından rahatsız olan
varsa, ona fidye olarak; oruç tutmak, sadaka vermek, yahut kurban
kesmek gerekir." 3
Allah Teâlâ, hasta veya başından rahatsız olan kimseyi, oruç
tutmak, sadaka vermek veya kurban kesmek arasında serbest
bırakmıştır.
Fakat bir kul, bir şey yapmak istediği zaman, bizler Allah Teâlâ'nın o
fiili istediğini bilmekteyiz.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Sizden, doğru yolda (îmân üzere) gitmek isteyenler için (bu bir
öğüttür). Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz (hiçbir şey)
dilemeyemezsiniz (ne doğru yolda gidersiniz, ne de ona gücünüz
yeter).” 4
Hastalık, ölüm ve kazalar gibi, kulun kendisi veya başkası
tarafından başına gelen fiiller, kendi tercihi ve isteğiyle olmamaktadır.
1 Âl-i İmrân Sûresi: 152
2 İsrâ Sûresi: 19
3 Bakara Sûresi: 196
4 Tekvîr Sûresi: 28-29
3
Bu fiiller, kulun onda hiçbir etkisi veya irâdesi olmayan kaderden başka
bir şey değildir.
Yine de en iyisini Allah Teâlâ bilir.1
1 Muhammed b. Salih el-Useymîn, "Mecmûu'l-Fetâvâ", cilt: 2