Articles

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatında


kadının yeri


Prof. Dr. Hamid bin Mahmud Sufrata


(GSM : 0505-105-146)


Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in hayatında kadın


konusuna baktığımızda göreceğimiz ilk şey, O'nun kadınları "Asıl


Günah" ya da Hıristiyanların deyişiyle "İlk Günah" (Original Sin)


yükünden kurtarmış olmasıdır. O'na göre bu günahtan tek başına


kadınlar sorumlu değildir. Kitab-ı Mukaddes'in Ahd-i Kadîm


bölümünde şöyle geçer: "Kadın, yasak kılınan ağacın meyvesini


yedi, o meyvelerden topladı, Adem'e verdi ve o da yedi."1


Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ise, günahı her


ikisinin birlikte işlediklerini söyler, hatta Âdem'e, Havva'dan daha


büyük bir sorumluluk düştüğünü ima eder. Çünkü Âdem -


aleyhissellâm-, Allah Teala'ya isyan etmiştir.2 Günahı ikisi birlikte


işlemiş, sonra birlikte tevbe etmişler ve tevbeleri kabul edilmiştir.


Yaratan Allah, tevbe edip yakaran kulları affetme gücüne de


sahiptir. Dolayısıyla Yüce Allah'ın insanları bağışlayabilmesi için


işkence edip çarmıha germeleri ve sonunda katletmeleri amacıyla


bir erkek çocuk sahibi olmasını zorunlu kılan bir gerçeklik olamaz.


İddiaya göre Yüce Allah, İbrahim'in fidye olarak gönderilen koçu


kurban etmesi gibi oğlunun öldürülmesine göz yummuştur. Bu,


çarpık bir kıyastır. Çünkü İbrahim -aleyhissellâm-, zor bir imtihan


ile sınanmış, Allah'a itaatinin ödülü olarak O'nun katından bir koç


armağan edilmiştir. Bunu bir düşünün.


Öyleyse bir çocuk, işlemediği, hatta adını işitmediği bir günahı


nasıl üstlenir? Neden kadın günahı tek başına üstlenir!!


Kitâb-ı Mukaddes'in Ahd-i Kadîm bölümünde şöyle bir ifade


yer alır: Muhakkak ki Allah, günahının cezası olarak cenini taşıma


sorumluluğunu kadına yüklemiştir.3


1 Sifr-i Tekvîn, İshah-ı Sâlis, Ayet: 1/13


2 A'râf sûresi, Ayet: 7/19-27, Tâhâ sûresi, 20/21


3 Sifr-i Tekvîn, İshah-ı Sâlis, Ayet: 16


Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ise, gebelik ağrıları ve


doğum sancılarının, çocuklarının nezdinde kadına yüksek bir


makam ve onur kazandırdığını belirterek4 şöyle buyurmuştur:


"Cennet annelerin ayaklarının altındadır. Anneye iyilik ve itaatin,


babaya iyilik ve itaate üstünlüğü üç kattır."5


Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in öğüt ve öğretileri


arasında kadının gerçekten önemli bir yeri vardır. Kadın, Batı


dünyasında olduğu gibi bazı haklarını elde etmek için pervasız bir


savaşı göze almak zorunda kalan bir zevk aracı değildir. Bilakis


şöyle davranışı hak eden bir varlıktır:


1- Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in öğütlediği


toplumda kadın, ailenin temel taşıdır. Anne babanın her ikisine de


iyilik ve güzellikle davranılmalıdır.


2- Hatta anneye, babaya gösterilen sevgi ve saygının üç kat


fazlasıyla davranılmalıdır.


3- Kadın, bir anne, bir eş, bir abla, bir kız kardeş olarak erkek


kardeşleri ve ailesinin tüm bireyleri açısından sorumluluk


konusudur. Dolayısıyla zengin dahi olsa, harcama ve ihtiyaçlarını


karşılamaları gerekir.


4- Kadın, ailenin temel direğidir. Erkekler açısından iyilik, ona


davranıştaki iyiliğe göre belirlenir. Sizin en hayırlınız, ailesine


(eşine) iyi davrananızdır.6


5- Kendiniz için ön hazırlıkta bulunun. Zira ön hazırlıksız bir


ilişki, kadını incitebilecek, rahatsız edebilecek bir tutumdur.7


6- Aybaşı döneminde ilişki kurulmaz. Bu, öncelikle kadını


rahatsız eden bir durumdur. Erkek için de aynısı geçerlidir. Beyaz


pamukta iz kalmaması, aybaşı döneminin sona erme ölçüsüdür.


Dölyolu akıntılarının sona erişini belirlemek için bundan güzel bir


buluş olamazdı! Kolay, basit, şehir, köy demeden hemen her yerde


kadınların kolaylıkla yapabilecekleri bir test.


4 Lokman, 31/14


5 Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim.


6 es-Silsiletu's-sahîha, Elbânî, c. 6, 2678


7 Bakara, 1/223


7- Doğumdan hemen sonra da ilişki kurulmaz. Bu yasak,


doğum acılarının sona ermesine kadar devam eder. Bunun ölçümü


de yine beyaz pamukta renk izi kalmamasıyla yapılabilir.


Burada Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in çok evliliği


konusu üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Aşağıda verdiğimiz


kronolojik detaylar, bu konuda ciddi bilgiler içermektedir:


1- Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ilk evliliğini yirmi


beş yaşında yapmıştır. Oysa o çağda erkekler, on dört, ön beş


yaşlarında evlenirlerdi!!


2- Peki kiminle evlenmiştir? Kırk yaşında, iki kez evlenmiş bir


kızı ve iki oğlu bulunan Hatice binti Huveylid (r.anha) ile.


3- Onunla yaşamış ve Hatice (r.anha) vefat edinceye kadar


evlenmemiştir. Onun vefatında kendisi elli yaşındaydı.


4- Eşinin vefatının ardından iki sene kimseyle evlenmemiştir.


Evlendiği ikinci hanım, fiziksel güzelliği olmayan, kilolu ve seksen


yaşlarında bir hanım olan Sevde binti Zem'a'dır. Yani erkeklerin


evlenmeyi arzu etmeyecekleri niteliklerde bir hanım ile evlenmiştir.


5- Onun ardından Ebu Bekir'in (ra) kızı Âişe (r.anha) ile


evlenmiştir. Âişe nikahı kıyıldığında dokuz yaşında arkadaşlarıyla


oyun oynayan bir kızdı. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in


kız olarak evlendiği tek hanımı odur.


6- Evlendiği diğer hanımlara gelince, tamamı başlarından


evlilik geçmiş, müslüman, müşrik, Yahudi ve Hıristiyan hanımlar


olup evlilikten önce hepsi de Müslümanlığı kabul etmişlerdir.


Yani sade bir erkek olarak Muhammed -sallallahu aleyhi ve


sellem-, sadece bir hanımla yani Hatice binti Huveylid (r.anha) ile


evlenmiştir. Peygamber Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellemise,


11 hanımla evlenmiştir.


MUHAMMED -sallallahu aleyhi ve sellem-'İN


EVLİLİKLERİ


1


Ergenlik çağından 25 yaşına


kadar


Bekar


2 25 – 40 Yaşı arası


Hatice (r.anha) ile evli. Zihnen


rahat, insanları davet, ümmetin


sorunları, mücadele ve savaşlar


gibi meşgul edecek konular


yok. Gençliğinin ve gücünün


doruğunda


3 40 – 50 Yaşı arası


Hatice (r.anha) ile İslam


davetinin sıkıntılarını


göğüsleyerek


4 50 – 52 Yaşı arası


Dul (Çocukları ve eviyle


ilgilenmesi gereken, yalnızlıktan


dert yanar bir insan)


5 52 – 55 Yaş arası


Güzel sayılmayan Sevde


(r.anha.)


6 55 – 63 Yaşı arası


Diğer müminlerin anneleri. 9


Yıl davet ve devletin sıkıntıları,


düşmanların kendisi ve


sahabeye yönelik saldırılarını


savmakla meşgul.


Peki, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- genelde


hanımlara, özelde kendi eşlerine nasıl davranırdı?


O çağda yaşayan insan topluluğu doğudan batıya, Arab'ından


Acem'ine kadına alınıp satılan bir meta gözüyle bakardı Batı


ülkelerinde kadının bu özelliği yaygın olarak devam etmektedir.


Evlenen genç kız, artık yeni sahibi olan kocasının soyadını


almaktadır. Nitekim kadınlar bu çirkin aşağılamayı reddetme


çağrısında bulunmuşlar, birçok ülkede bu tür yasaları değiştirmeyi


başararak kızlık soyadlarını veya kocalarının soyadlarını kullanmak


arasında tercihte bulunma hakkına sahip olmuşlardır. Aynı şekilde


çocuklarını da diledikleri soyadıyla çağırabilme hakkı


kazanmışlardır!!


Oysa Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- insanlığı


yepyeni bir anlayış getirerek kadınların erkeklerin arkadaşları


olduklarını beyan etmiştir.8


8 es-Silsiletu's-sahîha, Elbânî, c. 6, 860


Hatta hanımları ile şakalaşmıştır:


1. Hanımına duyduğu sevgiyi göstermek için bardakta onun


dudağının değdiği yerden içmiştir.


2. Deveye binerken yardımcı olmak üzere ayağını basması için


dizini koymuştur.9


3. Hanımını rahatsız eden bir helali, kendi için haram


sayabilmiştir.10


4. Hanımının mescitte oyun oynayanları ve raks edenleri


izleme isteğine olumlu karşılık vermiştir.11


5. Eşinin arzusunu kırmayarak onunla yarışmış, hatta kendisini


geçmesine izin vermiş, daha sonra bunu unutmayıp onunla tekrar


yarışmış onu geçerek "Ödeştik" demiştir. Böylelikle hanımının


hatırlandığını ve sevildiğini bilerek mutlu hissetmesini sağlamıştır.12


İşte Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kadınlara


yaklaşımı budur.Öncekiler ve sonrakiler arasında bırakın O'nun


gibi olabilmeyi, benzerlik iddiasında olan varsa gösterin!


9 et-Tabakâtu'l-kubrâ, Muhammed bin Saad, c. 8, s. 121


10 Tahrîm, 66/1


11 Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim


12 Ahmed bin Hanbel, (14118); Sünen-i Ebî Davud, (2578)



Son G?nderiler

KÂİNATI KİM YARATTI? ...

KÂİNATI KİM YARATTI? BENİ KİM YARATTI? NİÇİN? Ben doğru yol üzere miyim?

İslam Fıtrat, akıl ve ...

İslam Fıtrat, akıl ve saadet dinidir

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDE ...

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDERDİĞİ RASÛLLERİN DİNİDİR