Articles

Yolcunun namazı ve orucu ne zaman ve nasıl olur?


Cevap:


Yolcunun namazı,yolcunun kendi beldesinden çıktığı andan itibaren tekrar beldesine


dönünceye kadar ikişer rekâttır.


Nitekim Âişe -Allah ondan râzı olsun- bu konuda şöyle demiştir:





"Namaz ilk önce iki rekât olarak farz kılındı, yolculukta iki rekât olarak takdir edildi,


hazarda (mukimlik halinde) ise namaz (dörde) tamamlandı."


Başka bir rivâyette şöyle demiştir:





"Allah Teâlâ, namazı farz kıldığı zaman, hazarda ve seferde iki rekât iki rekât farz


kıldı. Yolculukta iki rekât olarak takdir edildi. Hazarda (mukimlik halinde) ise, namaza ilâve


yapıldı."1


Enes b. Mâlik -Allah ondan râzı olsun- şöyle demiştir:





1 Buhârî; "Namazın kısaltılması kitabı", 'Yerinden çıktığı zaman bâbı'; hadis no: 1090. Müslim; "Yolcuların namazı ve kıslatılması


kitabı", hadis no: 685.


4


"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte Medine’den Mekke’ye gitmek


üzere yola çıktık. (Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-) Medine’ye dönünceye kadar


(namazları) iki rekât iki rekât olarak kılıyordu."1


Fakat imamla birlikte kıldığı zaman, ister namaza başından yetişsin, isterse sonradan


yetişsin, namazı tam olarak dört rekât kılar.


Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şu hadisi genel hüküm ifâde eder:





"Kâmeti işittiğiniz zaman namaza yürüyerek gidin. Sükûnet ve vakardan ayrılmayın,


koşmayın. Yetiştiğinizi kılın, yetişemediğinizi tamamlayın."2


"Yetiştiğinizi kılın, yetişemediğinizi tamamlayın" sözü, namazı dört rekât olarak kılan


imamın arkasında kılan yolcular ile başka kimseleri kapsar.


İbn-i Abbas'a -Allah ondan ve babasından râzı olsun-:


"Yolcu, tek başına namaz kıldığı zaman iki rekât kılar da mukim bir imama uyduğu


zaman niçin dört rekât kılar?"


Diye sorulunca o şöyle cevap vermiştir:


"Sünnet olan budur."


Namazları cemaatle kılma yükümlülüğü yolcudan düşmez. Çünkü Allah Teâlâ savaş


anında bile namazı cemaatle kılmayı emretmiş ve şöyle buyurmuştur:





1 Buhârî; "Namazın kısaltılması kitabı", 'Namazın kısaltılması hakkında gelen şey bâbı', hadis no: 1081. Müslim; "Yolcuların namazı


ve kıslatılması kitabı", hadis no: 693.


2 Buhârî; "Ezân kitabı", 'Namaza giderken koşulmaz bâbı'…hadis no: 636. Müslim;"Mesâcid kitabı",'Namaza vakarla gelinmesinin


müstehap oluşu bâbı', hadis no: 151.


5


"(Ey Peygamber!) Savaş meydanında onlara namaz kıldırmak istediğin zaman,


onlardan bir gurup kalkıp seninle birlikte namaza dursunlar, silahlarını da yanlarına


alsınlar. Namazda olanlar secdeye vardıklarında, diğer bir gurup düşmana yüzlerini


dönmüş bir halde sizi korumak için arkanızda dursunlar.(İlk grup, ikinci rekâtı kendileri kılıp


selâm verdikten sonra),namaza henüz başlamamış olan diğer gurup gelip seninle birlikte


namaza dursunlar.(Bir rekâtı seninle birlikte kıldıktan sonra, ikinci rekâtı kendileri


tamamlasınlar.) Düşmanlarından sakınıp silahlarını da yanlarına alsınlar..."1


Buna göre yolcu kendi beldesinden başka bir beldede olduğu zaman ezânı işitince


mescitte cemaate katılması (cemaatle birlikte kılması) gerekir. Ancak mescitten uzak bir


yerde olursa veya yol arkadaşlarını kaybetmekten endişe ederse, namazı cemaatle


kılmayabilir. Çünkü delillerin genel oluşu, ezânı veya kâmeti işiten kimsenin namazı


cemaatle kılmasının gerektiğine delâlet etmektedir.


Gönüllü kılınan nâfile namazlara gelince yolcu, öğle, akşam ve yatsı namazlarının


sünnetleri dışındaki bütün nâfileleri kılar. Vitir namazını, gece namazını, kuşluk (duhâ)


namazını, sabah namazının sünnetini ve yukarıda istisna edilen sünnetlerin dışındaki diğer


nâfileleri kılar.


Namazların birleştirilerek kılınmasına (cem' edilmesine) gelince, eğer seyir (yolculuk)


halinde bulunuyorsa, öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazını birleştirerek kılması daha


fazîletlidir.Cem-i takdim veya cem-i tehirden hangisi kolayına geliyorsa, bu namazları o


şekilde kılması daha fazîletlidir.


Eğer bir yerde konaklıyorsa, namazları birleştirmemesi (cem' etmemesi) daha


fazîletlidir. Fakat namazları birleştirirse, bunda bir sakınca yoktur.Çünkü her iki durum da


Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'den sahih olarak rivâyet edilmiştir.


Yolcunun Ramazan'da oruç tutmasına gelince, oruç tutması daha fazîletlidir. Eğer


orucunu bozarsa, bunda bir sakınca yoktur. Tutmadığı günler sayısınca orucunu kaza eder.


Ancak orucunu bozması kendisi için daha kolay ise, orucunu bozması daha fazîletlidir.


Çünkü Allah Teâlâ ruhsatlarının kullanılmasını sever.


Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’ya hamd olsun.





1 Nisâ Sûresi:102



Son G?nderiler

MÜSLÜMAN BİR VAZİDEN ...

MÜSLÜMAN BİR VAZİDEN HIRİSTİYAN BİR KİŞİYE MESAJ

ALTI GÜN ŞEVAL orucun ...

ALTI GÜN ŞEVAL orucunun fazileti

HİZİPÇİLİK VE ALLAH’A ...

HİZİPÇİLİK VE ALLAH’A DAVETTE OLUMSUZ ETKİLERİ...