GÖKTE YÜKSELME
“Allâh kimi doğru yola iletmek isterse onun göğsünü İslâm’a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allâh. inanmayanların lâh kimi doğru yola iletmek isterse üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) çökertir.” (En’am 6/ 125) “Alonun göğsünü İslâm’a açar, kimi de saptırmak isterse onun göğsünü, (o kimse) göğe çıkıyormuş gibi dar ve tıkanık yapar. Allâh. inanmayanların üstüne işte böyle pislik (sıkıntı) )çökertir.” (En’am 6/ 125 :BİLİMSEL GERÇEK Pascal’ın 1648 de havanın basıncının deniz seviyesinden yükseldikçe azaldığını ispatlamasına kadar havanın bileşimi bilinmiyordu. Sonraları havanın alt atmosferin katmanlarında daha renin yüzeyi ile 20.000 yoğun olduğu ortaya çıktı. Havadaki gazların kütlelerinin % 50 si yer küfit yükseklik arasında toplanmakta, % 90’ı ise yer kürenin yüzeyi ile 50,000 fit yükseklik arasında toplanmaktadır. Bu sebeple yoğunluk genel olarak yükseldikçe azalmaktadır. Uzayda yreltisi (basınç azlığı) en üst düzeye tümden yok olmadan önce üst tabakalarda havanın seulaşır. İnsanın deniz seviyesinden 10,000 fit yükseklik altında bulunması onun için ciddi bir 25,000 fit arası yüksekliğe –problem teşkil etmez. Vücuttaki solunum sistemi 10,000 fit yükseldikçe hava basıncı düşer ve oksijen oranı azalır. Bu intibak edebilir. İnsan gökyüzündedurum insan göğsünde sıkıntı oluşmasına ve ileri düzeyde nefes darlığına yol açmaktadır. Nefes darlığıyla birlikte dokuların oksijene acil ihtiyacından ötürü solunumu hızlanmaktadır. dikçe oksijenin bulunmaması ve görevlerini yerine getirmek için vücut Havada yükselhücrelerinin oksijen ihtiyacının artması durumunda insan son derece sıkıntılı bir duruma düşer. n Aşırı oksijen eksikliği (oxygen starvation) sebebiyle solunumu zorlaşır, bu durumda insanı.solunum sistemi iflas eder ve ölür :KONUNUN MÛCİZEVÎ YÖNÜ İnsanoğlunun, Kur’ân’ın vahyedildiği zaman atmosferin değişik katmanlarındaki gazların bileşimi konusunu bilmediği tartışılmaz bir gerçektir. Buna bağlı olarak üst katmanlarda i, havada yükseldikçe yaşam için zorunlu olan oksijen gazının yoğunluk basıncın düşmesoranının azalmasını da bilmesi söz konusu değildir. Bunun solunum sisteminin iflasına ve ölüme götürecek surette solunuma ve yaşamın devamına etkisini de bilmiyordu. Tersine şinin havada yükseldikçe göğsünün rahatlayacağını, hoş bir meltemin zevkine insanlar ki.varacağını zannediyorlardı i kerîme, modern bilimin keşfettiği iki gerçeğe çok net bir şekilde işaret etmektedir. İlki -Ayethava katmanlarında yükseldikçe, oksijenin azlığı ve hava basıncının düşmesi sebebiyle katmanlarında meydana geldiği anlaşılan göğüs sıkışması ve nefes darlığı. İkincisi havayükseliş 30.000 fit’i aştığında boğulma nedenli ölüm öncesi meydana gelen sıkıntı durumu. Bu hava basıncındaki şiddetli düşüş ve yaşam için gerekli olan oksijenin aşırı azalması sebebiyle ümüyle yok olarak insanı ölüme kadar ortaya çıkmaktadır. Böylece ciğerlere giren oksijen t.götürür
Arapça ifadede “çıkış, yükselme” anlamlarının yanı sıra “güçlük” anlamı da Ayettekibulunmaktadır. Bu, olayla birlikte meydana gelen ıstırabın ve acıların ince bir tasviri .mahiyetindedir lmesinin ancak her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olan Allah’ın (c.c) Bu gerçeğin bildiri.vahyetmesi ile mümkün olduğu açıktır