P E Y G A M B E R -sallallahu aleyhi ve sellem-
E F E N D M Z N BAZI HAZ NELER
Ubâde b. Sâmit'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna
göre, o: "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i söyle buyururken isittim,
demistir:
'Kim, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için istigfarda bulunursa
(Allah'tan bagıslanmalarını dilerse), Allah da ona her mü'min erkek ve mü'min
kadın sayısınca bir sevap yazar."1
Abdullah b. Mesud'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna
göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim, Allah'ın Kitabı'ndan bir harf okursa, kendisine bir sevap verilir. Her
sevap da on katı ile mükâfatlandırılır. Ben,'Elif, Lâm, Mîm' bir harftir,
demiyorum. Fakat 'Elif' bir harf, 'Lâm' bir harf ve 'Mîm' bir harftir."2
Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Söylemesi dile kolay gelen, buna karsılık (kıyâmet günü) terâzinin sevâp
kefesinde agır basan ve Rahmân (olan Allah)’a çok sevimli gelen iki söz
vardır ki, (bu iki söz:) 'Subhânallâhi ve bi hamdihi Subhânallahi'l-Azîm'
(Allahım! Sana hamd ederek, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim ve
Yüce Allah'ı bütün noksanlıklardan tenzîh ederim) sözüdür."1
Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Allah -azze ve celle- sözlerden (hosuna giden) dört tanesini seçmistir.
(Bu sözler:) 'Subhânallah', 'Elhamdulillah', 'Lâ ilâhe illallah', 'Allahu Ekber'. Kim,
'Subhânallah' derse, bu sözle ona yirmi sevap verilir ve ondan yirmi (küçük)
günah silinir. Kim, 'Allahu Ekber' derse, bu sözle ona yirmi sevap verilir ve
ondan yirmi (küçük) günah silinir. Kim, 'Lâ ilâhe illallah' derse, bu sözle ona
1 Buhârî ve Müslim
3
aynı yirmi sevap verilir ve ondan yirmi (küçük) günah silinir. Kim de (zorlama
olmadan) kendi irâdesi ile, 'Elhamdulillahi Rabbil-Âlemîn' (Hamd, Âlemlerin
Rabbi olan Allah'a mahsustur) derse, bu sözle ona otuz sevap verilir ve ondan
otuz (küçük) günah silinir."1
Ebû Mâlik el-Es'arî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Abdest, îmânın2 yarısıdır.'Elhamdulillah' (ecri büyük oldugundan dolayı
kıyâmet günü amellerin tartıldıgı) terâziyi doldurur. 'Subhanallah' ve
'Elhamdulillah', (sahip oldugu büyük ecirden dolayı, cisim olarak takdir edilmis
olsa idi) göklerle yer arasındaki mesafeyi doldururdu. Namaz nûrdur (ondan
aydınlanıldıgı gibi,sahibini günahlardan, çirkinliklerden, kötülüklerden alıkor ve
onu dogruya iletir).3 Sadaka, burhandır (delildir)4. Sabır5,ısıktır.6 Kur'an, (okur ve
geregi gibi hareket edip ondan faydalanırsan) senin lehine sâhitlik eder,
yoksa senin aleyhine sâhitlik eder. Her insan kendisi için çabalar durur. Kimisi
1 Sahîhu'l-Câmi', hadis no:1718 ve Sahîhu't-Tergîb vet-Terhîb, hadis no:1554 Elbânî: 'Hadis, sahîh' demistir.
2 Bazı slâm âlimleri hadisin bu kısmını 'Abdest, namazın yarısıdır' seklinde açıklamıslardır. Nitekim bu
konuda: 'Allah, sizin îmânınızı asla zâyi edecek degildir' (Bakara Sûresi:143.) âyetinde geçen 'îmân'dan
kastın, 'namaz' oldugunu belirtmislerdir.
3 Namazın sevabı, kıyâmet günü sahibinin yüzünde nûr olur.
4 Bir kul, kıyâmet günü malını nerede harcadıgından soruldugunda, bu sorunun cevabına onun sadakası
delil olacak ve sadakamı (zekâtımı) verdim, diyecektir. Yine sadaka, sahibinin îmânında samimî olduguna
bir delildir.
5 Dînimizce methedilen sabır üç türlüdür:
1.Allah Teâlâ'ya itaatte sabır göstermek.
2.Allah Teâlâ'nın haram kıldıgı seylere karsı sabır göstermek.
3.Dünyada basa gelen her türlü belâ ve musibetlere sabır göstermek.
6 Sabreden kimse, sabrettigi sürece aydınlanacak ve dogru yol üzere olmaya devam edecektir.Bazı
slâm âlimleri sabır hakkında söyle derler:
"Sabır, Kur'an ve Sünnet üzere sebat göstermektir."
"Sabır, belâ ve musibete güzel bir edeple destek vermektir."
"Sabrın hakikati,Allah Teâlâ'nın takdir ettigine itiraz etmemektir."
4
Allah'a itaat için nefsini satarak onu azaptan kurtarır. Kimisi de seytan ve
hevâsına uyarak nefsini helâk eder."1
Ebû Umâme'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre, o
söyle der:
"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- dudaklarımı hareket ettirirken
beni görünce bana: 'Ey Ebû Umâme! Dudaklarını niçin hareket ettiriyorsun?
dedi.
Ben: Allah'ı zikrediyorum 'Ey Allah'ın elçisi! dedim.
Bunun üzerine:'Sana, gece ve gündüz yaptıgın zikirden daha fazla ve
daha fazîletli olanını haber vereyim mi? diye sordu.
Ben de: 'Evet, ey Allah'ın elçisi! dedim.
Bana: 'Yarattıkları sayısınca Subhânallah, yarattıkları dolusunca
Subhânallah, yerde ve gökte bulunanlar sayısınca Subhânallah, yerde ve
göktekiler dolusunca Subhânallah, Kitab'ının saydıkları sayısınca Subhânallah,
1 Müslim
5
Kitab'ının saydıkları dolusunca Subhânallah, her sey sayısınca Subhânallah,
her sey dolusunca Subhânallah, yarattıkları sayısınca Elhamdulillah,
yarattıkları dolusunca Elhamdulillah, yerde ve gökte bulunanlar sayısınca
Elhamdulillah, Kitab'ının saydıkları sayısınca Elhamdulillah, her sey sayısınca
Elhamdulillah, her sey dolusunca 'Elhamdulillah' dersin, buyurdu."1
Ebû Musa el-Es'arî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
o söyle demistir:
"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana: 'Sana cennet
hazinelerinden olan bir sözü veya cennet hazinelerinden olan bir hazineyi
göstereyim mi? diye buyurdu.
Ben de: 'Evet, dedim'.
Buyurdu ki: 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billah' (Güç ve kuvvet, ancak
Allah'tandır)."2
Mü'minlerin annesi Cüveyriye'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet
olunduguna göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını
kılınca sabah erkenden, Cüveyriye namaz kıldıgı yerde oldugu halde onun
yanından ayrıldı. Sonra kusluk vakti döndügünde onu aynı yerde otururken
görünce ona:
'Sen, hâlâ seni bıraktıgım hal üzere misin? diye sordu.
(Cüveyriye): 'Evet, dedim'.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
'Hiç süphe yok ki senin yanından ayrıldıktan sonra dört sözü üçer defa
söyledim. Sayet bu sözler, (sevap olarak) senin su ana kadar söyledigin
sözlerle tartılmıs olsaydı, bu dört söz senin söyledigin sözlere daha agır gelirdi.
(Bu sözler:) 'Subhânallahi ve bihamdihi, adede halkıhi ve ridâ nefsihi ve zinete
arsihi ve midâde kelimâtih. (Allahım! Sana hamd ederek, bütün yarattıklarının
sayısınca,nefsin râzı oluncaya kadar, arsının agırlıgınca ve sözlerinin
miktarınca, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim)."1
Ebû Tâlib'in kızı Ümmü Hâni'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet
olunduguna göre, o söyle demistir:
'Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- birgün yanıma ugradı. Ona
dedim ki:
'Ey Allah'ın elçisi! Artık yaslandım, güç ve takatten düstüm' veya buna
benzer seyler söyledi.
(Ümmü Hâni): 'Oturdugum halde yapabilecegim bir ameli yapmamı
bana emret' dedim. Buyurdu ki:
'Yüz defa 'Subhânallah' dersin. Hiç süphe yok ki böyle demen, senin için
(ecir olarak) smâil -aleyhisselâm-'ın soyundan yüz tane köleyi hürriyetine
kavusturmana denktir. Yüz defa 'Elhamdulillah' dersin. Hiç süphe yok ki böyle
demen, senin için sırtına eyer, agzına da gem vurulmus yüz tane atı, (ecir
olarak) Allah yolunda (cihadda) kullanmana denktir. Yüz defa 'Allahu Ekber'
dersin. Hiç süphe yok ki böyle demen, senin için haremde (Mekke'de)
kurban edilmek üzere takdim olunan ve Allah tarafından kabul olunan yüz
tane deveyi, (ecir olarak) kurban etmene denktir. Yüz defa 'Lâ ilâhe illallah'
dersin.
bn-i Halef der ki:
"Zannedersem Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle de buyurdu:
'(Ecir olarak) gök ile yer arasındaki mesafeyi doldurur. Senin yaptıgın amelin
benzerini yapan dısında, o gün hiç kimsenin ameli Allah'a arz edilmeyecektir. "1
1 mam Ahmed rivâyet etmis, Elbânî de 'hadis, hasen' demistir. Bkz: 'Silsilet'ul-Ehâdîs-Sahîha': Cilt:3
Sayfa:302 Hadis no: 1316
8
Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim,günde yüz defa 'Subhânallahi ve bihamdihi' (Allahım!Sana hamd
ederek, seni bütün noksanlıklar-dan tenzîh ederim) derse, günahları deniz
köpügü kadar bile (çok) olsa bagıslanır."1
Ebû Eyyûb el-Ensârî'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna
göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim,on defa 'Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ serîke leh. Lehu'l-mulku ve
lehu'l-hamdu ve huve alâ kulli sey'in kadîr' (Allah'tan baska hakkıyla ibâdete
lâyık hiçbir ilâh yoktur.O, birdir ve O'nun hiçbir ortagı yoktur.Mülk,
O'nundur.Hamd O'nadır.Onun her seye gücü yeter) derse, smâil -aleyhisselâm-
'ın soyundan on insanı hürriyetine kavusturmus gibi sevap alır."2
9
Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim, günde yüz defa 'Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ serîke leh. Lehu'lmulku
ve lehu'l-hamdu ve huve alâ kulli sey'in kadîr' derse, on köleyi
hürriyetine kavusturmus gibi sevap alır.Ona yüz sevap yazılır ve ondan yüz
(küçük) günah silinir.O gün aksamlayın-caya kadar, bu duâ onun için
seytanın serrinden barınacagı bir sıgınak olur. Bu amelden daha fazla
yapanın dısında hiç kimse, bu amelden daha fazîletlisini yapmamıstır."1
Mus'ab b. Sa'd -Allah ondan râzı olsun- babasından rivâyet ettigine o
söyle demistir:
'Babam bana sunu anlattı:
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanındaydık. Bize:
'Sizden birinizin, her gün bin sevap kazanmaya gücü yetmez mi? diye
buyurdu.
Onun meclisinde oturanlardan birisi:
'Bizden birisi nasıl bin sevap kazanır? diye sordu.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
'Yüz defa 'Sunhânallah' derse, ona bin sevap yazılır veya ondan bin
(küçük) günah silinir." 2
Câbir'den -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduguna
göre, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim, 'Subhânallahil-Azîm ve bihamdihi' (Yüce Allahım!Sana hamd
ederek, seni bütün noksanlıklardan tenzîh ederim) derse, (her defasında)
cennette onun için bir hurma agacı dikilir." 1
Abdullah b. Mesud'dan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna
göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Ben,(Mi'raç gecesinde, Mescid-i Haram'dan Beytu'l-Makdis'e, oradan
da semâya) gece yolculuguna çıkarıldıgımda (yedinci semâda, sırtını Beytu'l-
Ma'mur'a dayamıs bir halde) brahim -aleyhisselâm- ile karsılastım. Bana söyle
dedi:
-Ey Muhammed! Benden ümmetine selâm söyle ve onlara haber ver ki
cennetin topragı pek hostur (zirâ topragı misk ve safran'dır) ve suyu tatlıdır.
Cennette, düz, agaçsız araziler vardır. O arazilerin bitkileri ise, 'Subhânallah,
'Elhamdulillah', 'Lâ ilâhe illallah' ve 'Allahu Ekber'dir.'2
1 Sahîhu'l-Câmi', hadis no: 3464. Elbânî: 'Hadis, sahîh' demistir.
2 Sahîhu'l-Câmi', hadis no: 5152. Elbânî: 'Hadis, hasen' demistir.
11
ONAL T I NCI H AZ NE
Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim, bana bir defa salat1 getirirse, Allah da ona on defa salat getirir.
(Allah) ondan on (küçük) günahı bagıslar ve makamını on derece yükseltir."2
Seddâd b. Evs'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Bagıslanma dilenmenin efendisi (en fazîletli ve sevabı en fazla olanı)
söyle demendir: Allahım! Sen, benim Rabbimsin. Senden baska hakkıyla
ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur.Senin kulun oldugum halde beni sen yarattın.
Gücüm yettigi kadarıyla sana verdigim söz (îmân ve ihlas)
üzereyim.Yaptıklarımın kötülüklerinden sana sıgınırım. Senin benim üzerimdeki
1 "Salât" kelimesi su anlamlara gelmektedir:
Allah Teâlâ'nın kuluna salât etmesi; onu meleklerinin yanında methetmesidir.Meleklerin salât etmesi; ona
duâ etmesidir. nsanların salât etmesi ise; onun için Allah Teâlâ'dan istigfarda bulunmasıdır.
Hiç süphe yok ki Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e salât ve selâm getirmek,en fazîletli ve mü'mini
Allah'a yaklastıran en büyük amellerdendir. Bir müslüman, O'na salât ve selâm getirmekle, Rabbinden de
salât ve selâma, cennette derecesinin yükselmesine, sevaplarının artmasına, günahlarının bagıslanmasına,
dünya ve âhirette mutluluga nâil olur.
2 Sahîhu'n-Nesâî, hadis no: 1297. Elbânî: 'Hadis, sahîh' demistir.
12
nimetini kabul ediyor ve günahlarımı itiraf ediyorum.Beni bagısla. Zirâ senden
baska günahları bagıslayan yoktur."
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
"Kim, kalbinden inanarak ve sevabını tasdik ederek bu duâyı
gündüzleyin söyler ve o gün aksama kavusamadan ölürse, o cennetliktir. Kim
de, kalbinden inanarak ve sevabını tasdik ederek bu duâyı geceleyin söyler
ve o gece sabaha kavusamadan ölürse, o cennetliktir."1
Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduguna göre,
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- söyle buyurmustur:
"Kim, sabah namazını (mescitte) cemaatle kılar, sonra günes
doguncaya kadar (mescitte) oturur, (günes dogduktan ve bir mızrak boyu
yükseldikten) sonra da kalkıp iki rekât (nâfile) namaz kılarsa, (bu iki rekât
nâfile namazdan dolayı) ona bir hac ve umre sevabı verilir.
(Enes b. Mâlik -Allah ondan râzı olsun-) söyle dedi:
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
"Bir tam hac ve umre sevabı verilir. Bir tam hac ve umre sevabı verilir. Bir
tam hac ve umre sevabı verilir."2
1 Buhârî
2 Sahîhu'l-Câmi', hadis no: 586. Elbânî: 'Hadis, hasen' demistir.