MESRU VE BD’AT TEVESSÜL
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salâtu Selâm Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’ın, Ehlinin, Sahabesinin ve
de kıyamete kadar onları dost edinen herkesin üzerine olsun.
Ehli Sünnet Ve’l Cemaat alimlerinin çogunlugu tevessülün mesrulugunda birlesmisler ve bu konuda ayetleri ve sahih
hadisleri delil edinmislerdir. Ancak tevessül kavramı bazı müslümanların zihninde kitap, sünnet ve bu ümmetin salih
selefinin sundugu biçimden farklı bir anlayısa bürünmüstür. Bu kimseler, tevessülü slamın ruhu ve Allah Rasulu sallallahu
aleyhi ve sellem’nun medoduyla çelisir bir tarzda algılayarak zayıf ve mevzu hadisleri kendilerine delil edinmisler, dahası
tevessül konusaıda gelen ayetleri yanlıs anlayıslarıyla uyasacak biçimde tevil etmislerdir.
Oysa bu kimseler, sahabe ve Tabiun’un bu kavramı nasıl anladıklarına bir bakmalıydılar. Zira bu ümmetin selefi olarak
bilinen ilk dönem müslümanları, ayetleri ve hadisleri anlamada insanların anlayıs olarak en üstün, dogruluk açısından en
güvenilir olanlarıdır. Onlar Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun su tanıklıgıyla bu ümmetin en hayırlılarıdırlar.
“nsanların en hayırlısı çagımdakilerdir. Sonra onları izleyen çagdakiler, sonra bunların pesinden gelenler...”1
Allah’a ve ahiret gününe iman eden her müslüman, seytanın amelinden olan hevâya ve süphelere tabi olmayı bırakmalı, selef-
i salih’in gittigi yola tabi olmalıdır. Bu noktadan hareketle bid’at ve heva ehlinin diline doladıgı bu konuya gücümüz
yettigince ve bu birkaç satırın elverdigi ölçüde açıklama getirmeyi hedefledik. Yardım Allah’tandır.2
• Tevessülün Tanımı:
Vesile, sözlük anlamıyla, kendisiyle baskasına yaklasılandır. Talebedilene yakın olmak ve ona arzuyla varmak anlamına da
gelir. Diger bir anlamı da sultanın katındaki mevki, yakınlık derecesidir.
“Ser’i istılahta ise, Allah katında yüksek bir derece elde etmek, bir fayda saglamak veya bir zararı savmak suretiyle ihtiyaç
gidermek veya dünya ve ahirette arzulanan birseyi elde etmek için Allah’a ve Rasûlü’ne taatte bulunup salih amel islemek
suretiyle Allah’a yakın olmaktır. Allah’a tevessülde bulunmak ancak onun çizdigi sınırlar içerisinde mümkündür.
Vesile, üç esasa dayanır.
a) Kendisine tevessülde bulunulan. Bu Lütuf ve Kerem sahibi Allah’dır.
b) Tevessülde bulunan. htiyacının giderilmesini arzulayan kuldur.
c) Kendisiyle tevessülde bulunulan. Bu da, kendisiyle Allah’a yaklasılan salih ameldir. 3
• Tevessülün Fayda Saglaması, htiyacın Giderilmesi çin Gözetilmesi Gereken Sartlar:
a) Tevessülde bulunan kul salih bir mü’min olmalı, ameliyle Allah’ın vechini gözetmelidir.
b) Kendisiyle tevessülde bulunulan amel, Allah’a yakınlıgı elde etmeleri için, O’nun kullarına seriat kıldıgı amellerden
olmalıdır.
c) Yapılan amel mesru olmalı, Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun sünnetine uygun düsmelidir. Bu amel ona birsey
ekleyerek ya da ondan birseyi eksilterek, yahut yapılması seriatle sabit olan zaman ve yerini degistirerek yapılmamalıdır.
Görüldügü üzere, nasıl ki mümin olmayanların ameli Allah’a yakınlık vesilesi olmaz ise, bid’at amellerle de O’na tevessülde
bulunulmaz. 4
Tevessül Çesitleri
1) Mesru Tevessül
2) Bid’at Tevessül5
1) Mesru Tevessül Ve Çesitleri:
Mesru tevessül; söz, fiil veya inanç olarak Allah’ın sevip hosnut oldugu vacip veya müstehap amellerle Allah’a yakın
olmaktır. Çesitleri sunlardır: 6
1 Buhari.
2 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
3 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
4 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
5 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
4
a) Güzel simleri ve Yüce Sıfatlarıyla Allah’a Tevessül:
Bunlarla tevessül en hayırlı tevessül çesitlerinden olup, onların en yücesi ve en faydalısıdır. Bu tevessül türüne delil olarak su
ayeti verebiliriz.
“Güzel isimler Allah’ındır. Onlarla Allah’a duada bulunun” (A’raf, 7/180)
Ayetten de anlasılacagı gibi Allah’a isimlerinden veya sıfatlarından biriyle tevessülde bulunmak Allah’ın sevip hosnut
oldugu amellerdendir. Bu nedenle Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem bu tevessül türü ile tevessülde bulunmustur. Bize
düsen de Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun ashabının ve tabiûn’un dua ettigi gibi duada bulunmak, Allah’a
yaklasmaya, yakın olmaya çalısırken onları kendimize örnek almaktır. 7
b) Salih Amelle Tevessül:
Bir müslümanın “Allahım! Sana olan imanım, Rasûlü’ne duydugum sevgi ve inançla beni rahata erdirmeni senden dilerim”
demesi bu türdendir. Kulun; namaz, oruç, cihad, Kur’an tilaveti, zikir, istigfar, hayır isleyip haramdan sakınmak gibi salih
amellerle Allah’a yakınlık aramasıdır. Buna delil olarak: “Derler ki -Rabbimiz! man ettik. Günahlarımızı bagısla ve bizi
cehennem azabından koru...” (Âli-mrân, 3/16) ayetini verebiliriz. Sünnetten getirilecek delil ise magara ashabının kıssasıdır.
Bu kıssada geçmis ümmetlerden üç kisi kötü hava kosullarında bir magaraya sıgınırlar. Derken bir kaya düserek magaranın
girisini tıkar. Onlar da yapmıs oldukları salih amellerle dua edip tevessülde bulunarak Allah’tan yardım dilerler. Allah da tası
aralayarak kurtulmalarını saglar.8
c) Salih Kimselerin Dualarıyla Tevessül:
Kul dara düstügünde kendini Allah’a karsı günahkar hissederek salih bir kimsenin duasını taleb edebilir. Ancak bu kimse
itikadı düzgün, ilim ve takva sahibi bir kimse olmalıdır. Bu tevessül türüne delil olarak: “Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi
geçmis olan kardeslerimizi bagısla!” (Hasr, 59/10) ayeti verilebilir. Ayrıca Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun:
“Mü’minin, müslüman bir kimsenin gıyabında kardesi için yapmıs oldugu dua kabul edilir” (Müslim) hadisi de bu tevessül
türüne delildir. Yine Enes b. Malik’ten rivayet edilen su olay deliller cümlesindendir.
“Kıtlık zamanı Ömer Abbas b. Abdulmuttalib (r.a.) ile yagmur duasına çıkarak söyle dua etti: -Allahım! Sana Peygamberimiz
ile tevessülde bulunurduk sen de bize yagmur yagdırırdın. (Simdi) Sana Peygamberimizin amcası ile tevessülde bulunuyoruz.
Bize yagmur indir. Ravi der ki-Yagmur inmistir.”9
• Hz. Ömer’in Sözünün Anlamı:
Biz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem‘den bizim için dua etmesini böylece onun duasıyla Allah’a yakın olmayı
kastediyorduk. Simdiyse O, Allahın rahmetine kavustugundan dolayı bizim için dua edemez. Bu nedenle bizim için dua
etmesini amcasından istiyoruz.
Mesru tevessülün çesitleri bunlardır. Bunların dısındakiler herhangi bir delile dayanmamaktadır. Mesru tevessül çesitlerinin
hükümleri farklıdır. Allah’ın isimleri ve sıfatları, iman ve tevhid ile tevessülde bulunmak vacip, salih ameller ve salih
kimselerin dualarıyla tevessül ise müstehaptır. Her müslümanın zorluk anında Allah’tan korkarak, O’ndan haya ederek ve sırf
O’na taatte bulunmak gayesiyle mesru tevessül çesitleriyle Allah’a tevessülde bulunması gerekir. 10
2) Bid’at Tevessül Ve Çesitleri:
Allah’ın sevmedigi ve hosnut olmadıgı söz, fiil ve inançlarla Allah’a yakınlık aramak bid’at tevessülün kapsamına girer. Bu
tevessül çesidi ile mesgul olusları, bazı insanları Allah’ın göstermis oldugu mesru tevessül sekillerinden gaflete düsürüp,
onların bütün gayretlerinin bosa çıkıp hüsrana ugramalarına sebep olmustur.
6 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
7 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
8 Mütefekun Aleyh.
Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
9 Buhari.
Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
10 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
5
Simdi Müslümanları uyarmak ve slam’ın bu konudaki gerçegini ortaya koymak üzere bid’at tevessülün bazı türlerini
açıklamaya çalısalım. 11
a) Allah’a Bir Kimsenin Hatırı Veya Makamı-Mevkii le Tevessül:
Bid’at tevessül türlerinden birisi Allah’tan bir kimsenin hatırı, makamı-mevkii ile istekte bulunmaktır. “Allahım!
Peygamberinin veya kulun filancanın yüzüsuyu hürmetine senden isterim” demek böyledir. Böyle bir tevessül anlayısı slam
dininde yoktur. Allahu Teâlâ’nın “Kitapta hiçbir seyi eksik bırakmadık” (Enâm: 6/38) dedigi Kur’an’da, veya Ebu
Hüreyre’nin “Allah Rasulu bize tuvalete girmek dahil herseyi ögretti”12 diyerek kapsamını ortaya koydugu sünnette bu tür
tevessüle delil yoktur. Aynı sekilde sahabenin yasantısında da bu türden örneklere rastlamak mümkün degildir. slamın
emrettigi, Allah’a güzel isimleri ve yüce sıfatlarıyla tevessülde bulunmaktır. Bu bid’at tevessül türünde sayet kisi Allah’ın
sultanlar, krallar gibi aracılara ihtiyacı oldugu seklinde bir inanca sahip olursa bu onu büyük sirk’e sokar. Çünkü bu yaratıcıyı
yaratılana benzetmektir. Bu çok kötü bir kıyastır. Oysa Allah Subhanehu ve Teâlâ yarattıklarına kıyas edilemez. Allah’ın bir
kulundan hosnut olması için aracı gerekmez. Bir kuluna gazap ettiginde de hiçbir aracı fayda vermez. Melek, peygamber ya
da her ne olursa olsun hiçbir mahluk Allah’a kıyas edilemez. Yaratılan hersey yaratana muhtaçtır. Yaratan ise ne aracıya ne
de herhangi bir yaratılmısa muhtaç degildir.
“Onlar, Allah’tan baska, kendilerine göklerde ve yerde olan rızıktan hiç bir sey veremeyen ve buna asla güçleri yetmeyen
seylere ibadet ediyorlar. ste böylece siz de Allah’a birtakım benzerler icat etmeyin. Çünkü Allah her seyi bilir. Halbuki siz
bilmezsiniz.” (Nahl, 16/73-74)
ste bu nedenle sahabe, vefatından sonra Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem ile tevessül etmeyi bırakıp dua etmesi için
amcası Abbas’a yönelmistir. Bu, onların Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun saglıgında “Allahım! Peygamberinin
yüzüsuyu hürmetine bize yagmur indir” dediklerini, O vefat ettikten sonra ise “Rasulullah’ın amcısı Abbas’ın hürmetine”
demeye basladıklarını göstermez. Bu tür bid’at duaların ne Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinde ne de
Allah’ın kitabında bir yeri olmadıgını iyi bildikleri için böyle bir seye basvurmamıslardır. Peygamber sallallahu aleyhi ve
sellem’in vefatından sonra, bir kimsenin hatırıyla tevessül caiz olsaydı onun hatırıyla tevessül öncelik kazanırdı. Bu tür
tevessül Mekke müsriklerinin sirkiyle benzesmektedir.
“Onlara ancak bizi Allah’a yaklastırsınlar diye tapıyoruz” (Zümer, 39/3)
Makamı-mevkii ne olursa olsun bir yaratılmıs ile herhangi bir fayda saglamak veya bir zararı basından savmak için güç
yetirir olduguna inanarak tevessülde bulunmak büyük sirktir. Allah korusun insanı dinden çıkarır. 13
b) Ölmüs Evliya Ve Salihlere Seslenmek, Onlardan Yardım Dilemek, Adaklar Adamak:
Salih kimselere seslenerek, onları çagırmak, onlara adak adamak gibi fiiller Allah’ın dininden degildir. Bunlar tevhidi ortadan
kaldıran, büyük sirk kapsamına giren fiillerdir. Bir kimsenin “Ey Seyyidim filan, ey seyhim falan!... Elimden tut, su hacetimi
gider” türünden sözler sarfetmesi bu türün kapsamındandır. Ölmüs kimselere adak adamak da mesru bir tevessül türü
degildir. Bir kimsenin “Ey efendim filan! Allah beni rızıklandırırsa... su dilegim yerine gelirse... senin için sunları yapacagım,
kurban kesecegim” vb. sözleri bu baglamdadır. Bunların tümü ibadet türü olan dua ve adagı Allah’tan baskasına sarfetmektir
ki slam dini bu gibi seylerden uzaktır.
“Ekinlerinden, hayvanlarından Allah’a pay ayırıp dediler ki -Bu Allah’ın (iddialarına göre) bu da ortak kostuklarımızındır.
Ortak kostukları için olanlardan Allah’a pay düsmez. Allah için ayırdıklarından ise ortak kostuklarına da aktarırlar. Ne
kadar kötü hüküm veriyorlar.” (Enâm, 6/136)
Allah’tan baskasına yönelmek, onlara duada bulunmak, onlar için türbeler yapıp içinde mum yakmak -ki günümüzde birçok
cahil kimse bunları slâm adına yapmaktadır.- ne peygamberimizin ne de Selefi Salih’in yapmadıgı slama zıt davranıs
biçimleridir. Çünkü onlar dua’nın sadece Allah’a edilmesi gerektigine inanan kimselerdi. Su ayetle emrolundukları gibi;
“Kullarım sana benden sorarlarsa bilsinler ki ben yakınım. Dua ettiginde bana dua edene karsılık veririm. Öyleyse çagrıma
karsılık versinler ve bana iman etsinler ki dogru yolu bulurlar.” (Bakara, 2/186)
Ve Muvahhidlerin mamı Sallallahu aleyhi vesellem de onlara sunu ögretmistir:
“Dua, ibadettir.”14
Dua ibadet iken nasıl olur da Allah’a mahsus bir ibadet biçimi O’ndan baskasına sarfedilebilir?...
11 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
12 Müslim.
13 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
14 Tirmizî.
6
“Eger onları çagırırsanız, sizin çagırmanızı isitmezler. Faraza isitseler bile size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin
(onları Allah’a) ortak kosmanızı reddederler. (Bu gerçegi) sana, herseyden haberi olan (Allah’tan) baska hiç kimse haber
veremez.” (Fatır, 35/14)
Bil ki, bu amellerin bütünü tevhidle, peygamberlerin gönderilis amacı ile çelismektedir. Peygamberler, Allah’tan baskasına
ibadeti ortadan kaldırıp, ibadeti yalnızca bir olan Allah’a yöneltmek için gönderilmislerdir. Yine peygamberler, Allah’ın
amelleri kabulü için su iki sartın yerine gelmesi gerektigini beyan etmislerdir. Bu sartlar:
1) Amelin salih olması
2) Allah’ın seriatine uygun olmasıdır.
Allah sirkten baska herseyi bagıslar.
“Süphesiz Allah, sirkten baska herseyi diledigi kimsede bagıslar. Allah’a sirk kosan kimse büyük bir iftirada bulunmustur.”
(Nisa, 4/48) 15
c) Velilerin Ruhlarına Kurban Kesmek Ve Kabirleri Etrafında Ta’zimde Bulunmak:
Günümüzde cahillerin yaptıgı islerden bazıları, velilerin türbeleri önünde kurban kesmek, belirli zamanlarda etrafında
toplanıp ta’zimde bulunmak, sifa umuduyla hastaları onlara tasımak, oralarda geceleyip ölmüs olan velilerden sefaat istemek,
onlara seslenip dua talep etmek, onlardan meded ummak gibi seylerdir. Bunların tümü Allah’ın seriatinde bulunmayan
cahiliyye isi sapıkça bid’atlerdir. Allah’a, ibadette baskalarını ortak kosmaktır. Allah, bu tür sirklerden kullarını
sakındırmıstır.
“Allah’a ibadet edin. Ona hiçbir seyi ortak kosmayın” (Nisa, 4/36)
“Bile bile Allah’a esler kosmayın” (Bakara, 2/22)
Bu isleri yapanla, yapılmasına rıza gösteren hüküm açısından aynı konumdadır. Bu hüküm sirktir, iman ettikten sonra küfre
sapmaktır. Allah cümlemizi bundan korusun...
Sasırtıcı bir gerçektir ki, bu tür bid’at tevessüllere basvuran kimseler mesru tevessül çesitlerini kullanmak yönünden pek
zayıftırlar. Kur’an ve sünnet kaynaklı mesru tevessül çesitlerini bırakıp kendi uydurdukları dualar ve bid’at tevessül
çesitleriyle Allah’a yakın olmayı ummaktadırlar. Oysa Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun ve ashabının
uygulamaları bu konuda en hayırlı ve en faydalı olanıdır.
“Hayırlı olanı daha asagısıyla mı degisiyorsunuz” (Bakara, 2/61)
nkar edilmeleri din’de asıl olan, iftira yolu ile ona eklenmeye yeltenilen bu gibi bid’atleri ilk defa reddeden biz degiliz.
Bilakis bu, Sahabe, Tabiûn ve Dört mam ile kıyamete kadar onlara uyan kimselerin yoludur. 16
Müslümanların Tevessül Konusunda Yanlısa Düsme Nedenleri
1) En önemli sebep taklittir. Taklit, bir kimsenin herhangi bir delile dayandırmadıgı bir görüsünü, kabullenmektir. Bu, ser’i
açıdan yanlıs bir tutumdur ve yasaktır. Mukallid, delilini bilmeden taklit ettigi kimsenin görüsünü aksi sabit olsa da bagnazca
savunan kimsedir. Allah bir çok ayette bu tutumdan sakındırmıstır.
“Onlara -Haydi, Allah’ın indirdigine ve Rasule gelin, dendiginde derler ki- babalarımızı üzerinde buldugumuz seyler bize
yeter. Ya babaları birsey bilmeyen, dogru yola ermemis kimseler idiyse?...” (Maide, 5/104)
Selef alimleri ve müçtehid imamlar aynı sekilde taklitten sakındırmıslardır. Zira taklit, çekisme, zayıflık ve saflarda bölünme
sebebidir. Bu nedenle bütün meselelerde tek bir kisiyi taklit eden bir sahabiye rastlamak mümkün degildir. Dört mâm da
görüslerinde bagnaz bir tutum içerisine girmeyip kendilerine Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’nun sahih bir hadisi
ulastıgında derhal görüslerini terketmislerdir. Ayrıca kullandıkları delilleri bilmeksizin kendilerini taklit etmekten baskalarını
sakındırmıslar, su ayetin manasını hakkıyla anlamıs olduklarını ortaya koymuslardır.
“Size indirilene uyun. Ondan baskasını dost edinip de uymayın. Ne kadar da az ögüt alıyorsunuz!...” (Araf, 7/3)
2) Bir konuyu degerlendirirken ayet ve hadislerin bir kısmını alıp bir kısmını almamak. Bununla beraber, delil edindikleri
ayet ve hadisler de, halbuki ne onların ispat etmek istediklerine delil olabilir, ne de görüslerini destekler mahiyettedir. Ancak
kesin olan su ki; onlar nasların delalet ettigi dogru tefsiri bilmiyorlar, ya da onları delalet ettiginden çok uzak anlamlara tevil
ediyorlar. Su ayette oldugu gibi.
“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve ona dogru vesile arayın” (Maide, 5/35)
Bu ayette “vesile” den murad, taat ve hosnut oldugu amellerle Allah’a yakın olmaktır. Müfessirler arasında bu konuda ihtilaf
yoktur. Oysa bazı kimseler bu ayeti Allah’tan baskasından meded ummaya delil getirmektedirler. Bu, Allah’ın kelamını tahrif
etmektir. Allah’ın emrettigi vesile, müfessirlerin ittifak ettigi gibi salih ameller vasıtasıyla Allah’a yakın olma talebidir.
15 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
16 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
7
Yine hadislerden ise bazı kimselerin bahsi geçen Yagmur Duası hadisinde Hz. Ömer’in Hz. Abbas’la yaptıgı tevessülü, Allah
Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’na yakınlıgı nedeniyle zatiyle yapmıs bir tevessül olarak degerlendirmeleri buna örnektir.
Peki o zaman, Hz. Muaviye’nin ve diger müslümanların Yezid b. Esved el Cüresî ile yaptıkları tevessüle ne buyrulur?...
Curesi dua eder etmez yagmur yagmaya baslamıstır. Bu konuya örnek olarak Âmâ hadisini de verebiliriz. Âmânın biri Allah
Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’na gelerek
“Bana afiyet vermesi için Allah’a dua et” der. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem ona
“Dilersen dua ederim. Dilersen sabredersin. Bu senin için daha hayırlıdır” der. Âmâ da
“dua et” diye ısrarını bildirir. Bunun üzerine Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem ona güzel bir sekilde abdest alıp su
duayı söylemesini emreder.
“Allahım sana peygamberin rahmet peygamberi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile yöneliyorum. Ey Muhammed!
Hacetimin giderilmesi için seninle Rabbime yöneliyorum. Allahım! Benim hakkımda onu sefaatçi kıl!” Adam denileni yapar
ve gözleri açılır. Hadiste görüldügü gibi Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’ndan dua talebi vardır. Aynı zamanda
Allah’ın peygamberinin duasını kabulü için âmâ da dua etmekte “Allahım! Benim hakkımda onu sefaatçı kıl” demektedir.
3) Aslı astarı olmayan hatta bazan dinin asıllarıyla çelisen uydurma hadislerle ve Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’na
nisbeti kesinlik kazanmamıs zayıf hadislerle amel etmek. Örnek olması hasebiyle bunlardan birkaçını zikredelim.
- “Makamımla tevessülde bulunun. Süphesiz Allah katında makamım büyüktür” Bu hadis uydurmadır, batıldır.
- “Adem günah isleyince dedi ki -Ya Rab! Muhammed’in hakkı için senden beni bagıslamanı dilerim. Bunun üzerine Allah
Teâlâ
-Ey Âdem! Henüz yaratmadıgım halde Muhammed’i nasıl biliyorsun? diye sordu. Âdem
-Ya Rab! Beni elinle yaratıp bana ruhundan üfleyince basımı kaldırdım ve arsın direkleri üzerinde su yazıyı gördüm: La ilahe
llallah Muhammedur Rasulullah. Bildim ki Sen adının yanına ancak en sevdigin kimsenin adını yazarsın Allah da söyle
buyurdu
-Seni bagısladım Muhammed olmasaydı seni yaratmazdım.”
mam Zehebi “Mizan” adlı eserinde der ki Bu haber batıldır, uydurmadır.
-”Her kim evinden namaza çıkıp -Allahım! Senden isteyenler hakkı için bu yürüyüsüm hakkı için senden isterim, derse dilegi
kabul olur.”
Bu hadis zayıftır. bn Teymiyye ve Zehebi bu hadisi zayıf görmüslerdir. 17
• Son Olarak:
Muvahhid bir kula düsen, kisiyi büyük sirke, küçük sirke veya haram olan bir bid’ate düsüren bid’at tevessül türlerinden
sakınmaktır. Zira bu, duada haddi asmaktır ve duanın karsılıksız kalmasını gerektirir. Çünkü Allah azze ve celle ancak ser’i
ölçüler içerisindeki duaları kabul eder. Ayrıca mü’min kul, dualarını Kur’an ve Sünnet’ten seçmeye özen göstermelidir. Zira
bu, kabul edilme açısından daha güvenilirdir ve de kisiye sevap kazandırır.
Allahım! Güzel isimlerin, yüce sıfatların; sana olan imanımız, Rasuluna duydugumuz sevgi ve sünnetine olan baglılıgımız;
ancak senin vechini gözettigimiz salih amellerimiz ve içimizden salih kimselerin duasıyla sana yakınlık umar; bizleri yolunda
çaba gösteren, yoluna çagıran Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’inin sünnetine baglı, haktan ayrılmayan muvahhid
kimseler kılmanı, bizi düsmanlarımıza galip getirip aziz Dinin slâm’ı yüceltmeyi bizlere nasip etmeni Senden dileriz. 18
17 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.
18 Abdullah Yolcu, Mesru ve Bid’at Tevessül, Guraba Yayınları El Brosürleri.