Articles



 







 





Description: Une image contenant texte, capture d’écran, logo, Police
<br/><br/>
<br/><br/>Description générée automatiquement





﴿الٓمٓ١ ذَٰلِكَ ٱلۡكِتَٰبُ لَا رَيۡبَۛ فِيهِۛ هُدٗى لِّلۡمُتَّقِينَ٢ ٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِٱلۡغَيۡبِ وَيُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ يُنفِقُونَ٣ وَٱلَّذِينَ يُؤۡمِنُونَ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡكَ وَمَآ أُنزِلَ مِن قَبۡلِكَ وَبِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ يُوقِنُونَ ٤ أُوْلَٰٓئِكَ عَلَىٰ هُدٗى مِّن رَّبِّهِمۡۖ وَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُفۡلِحُونَ ٥ [البقرة: 1-5]





Elif. Lâm. Mîm. İşte bu kendisinde şüphe olmayan (Kur'an) kitaptır . O, muttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir. Onlar gayba iman ederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler. Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar. İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır. Bakara Suresi: [1-5]





﴿ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡحَيُّ ٱلۡقَيُّومُۚ لَا تَأۡخُذُهُۥ سِنَةٞ وَلَا نَوۡمٞۚ لَّهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۗ مَن ذَا ٱلَّذِي يَشۡفَعُ عِندَهُۥٓ إِلَّا بِإِذۡنِهِۦۚ يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡۖ وَلَا يُحِيطُونَ بِشَيۡءٖ مِّنۡ عِلۡمِهِۦٓ إِلَّا بِمَا شَآءَۚ وَسِعَ كُرۡسِيُّهُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَۖ وَلَا يَـُٔودُهُۥ حِفۡظُهُمَاۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيُّ ٱلۡعَظِيمُ٢٥٥[البقرة: 255]





Allah, kendisinden başka hak ilâh olmayandır; O, Hayy'dır(1) ve Kayyûm'dur (2). O'nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku tutar.  Göklerde ve  yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (O'na hiçbir şey gizli kalmaz.) O'nun ilminden kendisinin dilediği dışında hiçbir şeyi kavrayamazlar. O’nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O; göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na güç gelmez. O; yücedir, büyüktür).





Âyetel Kürsi [Bakara Suresi: 255]





﴿ءَامَنَ ٱلرَّسُولُ بِمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مِن رَّبِّهِۦ وَٱلۡمُؤۡمِنُونَۚ كُلٌّ ءَامَنَ بِٱللَّهِ وَمَلَٰٓئِكَتِهِۦ وَكُتُبِهِۦ وَرُسُلِهِۦ لَا نُفَرِّقُ بَيۡنَ أَحَدٖ مِّن رُّسُلِهِۦۚ وَقَالُواْ سَمِعۡنَا وَأَطَعۡنَاۖ غُفۡرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيۡكَ ٱلۡمَصِيرُ٢٨٥ لَا يُكَلِّفُ ٱللَّهُ نَفۡسًا إِلَّا وُسۡعَهَاۚ لَهَا مَا كَسَبَتۡ وَعَلَيۡهَا مَا ٱكۡتَسَبَتۡۗ رَبَّنَا لَا تُؤَاخِذۡنَآ إِن نَّسِينَآ أَوۡ أَخۡطَأۡنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تَحۡمِلۡ عَلَيۡنَآ إِصۡرٗا كَمَا حَمَلۡتَهُۥ عَلَى ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِنَاۚ رَبَّنَا وَلَا تُحَمِّلۡنَا مَا لَا طَاقَةَ لَنَا بِهِۦۖ وَٱعۡفُ عَنَّا وَٱغۡفِرۡ لَنَا وَٱرۡحَمۡنَآۚ أَنتَ مَوۡلَىٰنَا فَٱنصُرۡنَا عَلَى ٱلۡقَوۡمِ ٱلۡكَٰفِرِينَ٢٨٦[البقرة: 285-286]





{Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, Müminler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. «Allah'ın peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz, bağışlamanı dileriz. Dönüş sanadır.» dediler.}





Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şey ile mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim Mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!) [Bakara Suresi: 285, 286]





﴿حمٓ١ تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ٢ غَافِرِ ٱلذَّنۢبِ وَقَابِلِ ٱلتَّوۡبِ شَدِيدِ ٱلۡعِقَابِ ذِي ٱلطَّوۡلِۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ إِلَيۡهِ ٱلۡمَصِيرُ٣[غافر: 1-3]





Hâ, Mîm.





Bu kitap mutlak galip, hakkıyla bilen Allah tarafından indirilmiştir. günahı bağışlayan, tövbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah tarafındandır. O’ndan başka hiçbir hak ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır. [Gâfir Suresi: 1-3]





﴿هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ عَٰلِمُ ٱلۡغَيۡبِ وَٱلشَّهَٰدَةِۖ هُوَ ٱلرَّحۡمَٰنُ ٱلرَّحِيمُ٢٢ هُوَ ٱللَّهُ ٱلَّذِي لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ٱلۡمَلِكُ ٱلۡقُدُّوسُ ٱلسَّلَٰمُ ٱلۡمُؤۡمِنُ ٱلۡمُهَيۡمِنُ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡجَبَّارُ ٱلۡمُتَكَبِّرُۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ٢٣ هُوَ ٱللَّهُ ٱلۡخَٰلِقُ ٱلۡبَارِئُ ٱلۡمُصَوِّرُۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰۚ يُسَبِّحُ لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ٢٤[الحشر: 22-24]





O, Allah ki, O'ndan başka hak ilah yoktur. Görülmeyeni de görüleni de bilendir. O Rahman'dır, Rahim'dir.





O Allah ki, kendisinden başka hak ilah yoktur.  O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olandır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.) O; yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şanını yüceltmektedirler. O; galiptir, hikmet sahibidir. [Haşr Suresi: 22- 24]





﴿قُلۡ هُوَ ٱللَّهُ أَحَدٌ١ [الإخلاص: 1]





{De ki: "O Allah tektir.}





﴿قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلۡفَلَقِ١ [الفلق: 1]





{De ki: Sabahın Rabbine sığınırım.}





﴿قُلۡ أَعُوذُ بِرَبِّ ٱلنَّاسِ١ [الناس: 1]





{De ki:  İnsanların ilahına sığınırım!}





Bu sureler üç kere okunur.





«أعوذ بكلمات الله التامات من شر ما خلق»





“Allah’ın yarattığı mahlukatın şerrinden, Allah’ın eksiksiz kelimelerine sığınırım.”





(Üç kere okunur).





«بِسْمِ اللهِ الَّذِي لاَ يَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فِي الأْرْضِ وَلاَ فِي السَّمَاءِ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ»





Ne yerde, ne gökte adının anılmasıyla hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın ismiyle ki, O Semî(1) ve Alîm'dir(2).





(Üç kere okunur.)





«رضيت بالله ربًّا وبالإسلام دينًا وبمحمد صلى الله عليه وسلم نبيًّا»





Rab olarak Allah'dan, din olarak İslam'dan, peygamber olarak da Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'den razı oldum.





(Üç kere okunur.)





«أصبحنا وأصبح الملك لله والحمد لله لا إله إلا الله وحدة لا شريك له. له الملك وله الحمد وهو على كل شيء قدير. رب أسألك خير ما في هذا اليوم وخير ما بعده. وأعوذ بك من شر ما في هذا اليوم ومن شر ما بعده. ربِّ أعوذ بك من الكسل والهرم وسوء الكِبَر. وأعوذ بك من عذاب النار وعذاب القبر»





Biz Allah'ın kulu olarak sabahladık. Bütün mülk de Allah’ın olarak sabahladı. Hamt Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hak ilah yoktur. O tektir, O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur. Hamt O’nadır. O her şeye kadirdir. Rabbim! Bu günde bulunanın hayırlısını ve bundan sonra olacak olanın da hayırlısını senden isterim. Bu günde olanın şerrinden ve bundan sonra olacak olanın da şerrinden sana sığınırım. Rabbim! Tembellikten, kocamaktan, bunamaktan sana sığınırım. Cehennem'deki azaptan ve kabir azabından sana sığınırım.





«أمسينا وأمسى الملك لله»





Akşam olunca da şöyle der: Biz Allah'ın (kulu) olarak akşamladık, bütün mülk de Allah'ın olarak akşamladı. Ve şöyle söyler: Rabbim! Bu gecede bulunanın hayırlısını senden isterim... Duanın sonuna kadar: (Sabahladık ve sabahladı) ve ( Bugün) yerine(1)





«اللهم بك أصبحنا وبك أمسينا وبك نحيا وبك نموت واليك النشور»





Allah'ım! Senin lütfunla sabaha ulaştık, senin lütfunla akşama erdik. Bizi yaşatan da öldüren de sensin. Diriliş sonrası dönüş sanadır.





«اللهم بك أمسينا وبك أصبحنا وبك نموت وبك نحيا وإليك المصير»





Akşam olunca da şöyle der: Allah'ım! Senin lütfunla akşama ulaştık, senin lütfunla sabaha erdik.  Bizi öldüren de yaşatan da sensin, dönüş sanadır.





«اللهم ما أصبح بي من نعمة أو بأحد من خلقك فمنك وحدك لا شريك لك فلك الحمد ولك الشكر»





Allah'ım! Benimle veya mahlukatından herhangi biriyle hangi nimet sabaha ermişse bu sadece sendendir. Senin ortağın yoktur, hamt sanadır, şükür sanadır.





«ما أمسى بي»





Akşam olunca da şöyle der: Benimle akşama ermişse.





«اللهم إني أصبحت في نعمة وعافية وستر. فأتم نعمتك عليّ وعافيتك وسترك في الدنيا والآخرة»





Allah'ım! Sabaha senden gelen bir nimet, afiyet ile ve günahlarım örtülmüş olarak çıktım. (Öyleyse) dünyada ve ahirette üzerimdeki nimetini, afiyetini ve günahlarımı örtmeni tamamla.





(Üç kere okunur.)





«اللهم إني أمسيت»





Akşam olunca da şöyle der: Allah'ım! Senden gelen bir nimet ...... akşamladım. Duayı sonuna kadar bu şekilde okur.





«اللهم إني أعوذ بك من الهم والحزن. وأعوذ بك من العجز والكسل. وأعوذ بك من الجبن والبخل. وأعوذ بك من غلبة الديْنِ ومن قهْر الرجال»





Allah'ım! Gam ve üzüntüden, acizlik ve tembellikten, cimrilik ve korkaklıktan, borcun belimi bükmesinden ve insanların bana tahakkümünden sana sığınırım.





«اللهم إني أسألك العافية في الدنيا والآخرة. اللهم إني أسألك العفو والعافية في ديني ودنياي وأهلي ومالي. اللهم استر عوراتي وآمن روعاتي. اللهم احفظني مِن بين يديَّ ومِن خلفي وعن يميني وعن شمالي ومن فوقي. وأعوذ بعظمتك أن أُغتال من تحتي»





Allah'ım! Dünyada ve ahirette senden af ve afiyet dilerim. Allah'ım! Dinim, dünyam, ehlim ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah'ım! Ayıplarımı ört. Korktuğum şeylerden beni emin kıl. Allah'ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belalardan) beni koru. Altımdan gelecek ani afet ve beladan senin azametine sığınırım.





«اللهم أنت ربي لا إله إلا أنت. خلقتني وأنا عبدك. وأنا على عهدك ووعدك ما استطعت. أعوذ بك من شر ما صنعت. أبوء لك بنعمتك علي. وأبوء بذنبي. فاغفر لي. فإنه لا يغفر الذنوب إلا أنت»





Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hak ilâh yoktur. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiğince sana verdiğim ahit ve vaat üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Üzerime olan nimetimi, günahlarımı kabul ve itiraf ediyorum. Beni bağışla şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın.





«اللهم فاطر السماوات والأرض. عالم الغيب والشهادة. ربَّ كل شيء ومَلِيكه. أشهد أن لا إله إلا أنت. أعوذ بك من شر نفسي ومن شر الشيطان وشركه وأن أقترف على نفسي سوءاً أو أجُرَّه إلى مسلم»





Ey Göklerin ve yerin yaratıcısı! Gizliyi ve açığı bilen! Her şeyin Rabbi ve meliki olan Allah'ım! Senden başka hiçbir hak ilah olmadığına şahitlik ederim. Nefsimin şerrinden, Şeytan'ın şerrinden ve şirkinden, nefsime kötülük etmekten veya o kötülüğü bir Müslümana götürmekten de sana sığınırım.





«اللهم إني أصبحت أُشهدُك وأشهد حملة عرشك وملائكتك وأنبياءك وجميع خلقك بأنك أنت الله لا إله إلا أنت وأن محمدًا عبدك ورسولك»





Allah'ım! Senden başka hak ilah olmadığına Muhammed'in de senin kulun ve rasûlün olduğuna; seni, Arş'ını taşıyanları, meleklerini ve tüm yarattıklarını şahit tutarak sabahladım.





«اللهم إني أمسيت»





Akşam olunca şöyle der: Allah'ım! Senden başka hak ilah olmadığına......akşamladım. Sonuna kadar (Dört kere okunur)





«لا إله إلا الله وحده لا شريك له. له الملك وله الحمد. وهو على كل شيء قدير»





Allah'tan başka hak ilah yoktur. O birdir, hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'nundur. Hamt yalnızca O'nadır ve O'nun her şeye gücü yeter.





Sabah ya da Akşam (Yüz kere okunur)





«حسبي الله لا إله إلا هو عليه توكلت وهو رب العرش العظيم»





Allah bana yeter. O'ndan başka hak ilah yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O yüce Arş'ın sahibidir.





(Yedi kere okunur.)





«حسبي الله وكفى. سمع الله لمن دعاء ليس وراء الله مرمى»





Allah bana yeter ve yetti de. Allah, dua edenin duasını kabul eder. Allah'tan başka dua edilecek bir makam yoktur.





«سبحان الله وبحمده»





Allah'a hamt ederek O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.





Sabah ya da akşam veya hem sabah hem akşam. (Yüz kere okunur)





«أستغفر الله وأتوب إليه»





Allah’tan beni bağışlamasını diler ve O'na tövbe ederim.





(Yüz kere okunur.)





Bize yazılması kolaylaştırılan bu eserin insanlara faydalı olmasını Allah Teâlâ'dan niyaz ederim.





Hicri 20.01.1418 yılında Muhammed Es-Sâlih El-Useymîn tarafından yazılmıştır.



Son G?nderiler

İslam Fıtrat, akıl ve ...

İslam Fıtrat, akıl ve saadet dinidir

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDE ...

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDERDİĞİ RASÛLLERİN DİNİDİR

Özet Fıtratın gerekti ...

Özet Fıtratın gerektirdiği ve şeriatın ikrar e􀆕iği haklar