Articles




MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE NAMAZ KILMAYI GEREKTİREN MESAFE NE


KADARDIR?


Hamd, yalnızca Allah'adır.


Mikrofonsuz olarak normal bir insanın sesiyle okunan ezanı işiten kimsenin, ezanı işittiği


mescit veya câmide namazı cemaatle kılması gerekir.


Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


“Her kim, ezanı işitir de ona icâbet edip mescide gelmezse, onun namazı yoktur. Ancak


özür sahibi olan bundan müstesnâdır.”1


Nitekim İbn-i Abbas’a -Allah ondan ve babasından râzı olsun- hadiste geçen özür


hakkında sorulduğunda o şöyle demiştir.:


“Düşman korkusu veya hastalıktır”


Ebû Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, şöyle demiştir:


"Gözleri görmeyen bir adam, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ey


Allah’ın elçisi! Beni mescide götürecek kimsem yoktur. Evimde namaz kılmama izin var mı?


diye sordu.


Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- önce izin verdi. Sonra onu çağırıp: “Ezânı işitiyor


musun?” diye sordu. Âmâ adam: “Evet” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve


sellem- şöyle buyurdu: “O halde icâbet et (cemaate gel).”2


Başka bir rivâyette ise İbn-i Ümmi Mektûm şöyle demiştir:


"Ey Allah'ın elçisi! Ben gözleri görmeyen, evi mescide uzak olan ve beni mescide


götürecek kimsesi olmayan birisiyim. Namazı evimde kılmama bir ruhsat (izin) bulabilir misin?


dedim. Buyurdu ki: Ezânı işitiyor musun? o da : Evet, dedi. Bunun üzerine Rasûlullah -


sallallahu aleyhi ve sellem-: Senin için bir ruhsat bulamıyorum, dedi." 3


Abdullah b. Mes'ud'ddan -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle


demiştir:


“Kıyamet günü müslüman olarak Allah’a kavuşmak isteyen, nerede ezân okunursa


namazları orada kılsın. Şüphesiz ki Allah, Peygamberinize hidâyet yollarını meşrû kılmıştır. Bu


namazlar da hidâyet yollarından birisidir. Şayet siz, cemaatten geri kalan şu adam gibi


namazları evinizde kılarsanız.Peygamberinizin yolunu terketmiş olursunuz. Peygamberinizin


yolunu terkederseniz, işte o zaman sapıtırsınız.Her kim, güzel bir şekilde abdest alır, sonra da


bu mescitlerden birisine giderse, attığı her adım için, Allah ona bir sevâp yazar, derecesini bir


kat yükseltir ve bir günahını da siler. Bizim zamanımızda namazdan ancak münâfıklığı belli


1 İbn-i Mâce, Dârekutnî, İbn-i Hibbân ve Hâkim sahih bir senedle rivâyet etmişlerdir.


2 Müslim


3 İmam Ahmed ve Ebu Dâvûd


2


olan kimse geri kalırdı. Hasta olan kimse, iki kişi tarafından koltuklanarak namaza getirilir ve


safta durdurulurdu” 4


Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- sâbit olduğuna göre, Rasûlullah -sallallahu


aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:


“Nefsim elinde olan Allah'a yemîn olsun ki, içimden şöyle yapmaya kasdettim. Odun


toplanmasını emretmeyi, sonra namazın kılınması için ezan okunmasını, daha sonra da


birisinin mü’minlere namaz kıldırmasını emredeyim. Ardindan namaza gelmeyen erkeklere


arkalarından gelip onlar evlerindeyken evlerini ateşe vereyim. Nefsim elinde olan Allah'a yemîn


olsun ki, namaza gelmeyenlerden birisi, üzerinde et bulunan bir kemik veya koyunun


toynağının arasındaki azıcık bir et bulacağını bilse, yatsı namazına gelirdi.” 5


Yine, Ebu Hureyre'den -Allah ondan râzı olsun- sâbit olduğuna göre, Rasûlullah -


sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:


“Şüphe yok ki münâfıklara en ağrı gelen namaz, yatsı namazı ile sabah namazıdır. Şayet


münâfıklar yatsı ve sabah namazındaki ecir ve fazîleti bilmiş olsalardı, emekleyerek de olsa bu


iki namaza gelirlerdi. Şüphe yok ki içimden şöyle yapmaya azmettim: Namazın kılınmasını


emredip, sonra kâmet getirilmesini, sonra da birisinin mü’minlere namaz kıldırmasını


emredeyim.Ardından da ellerinde odun bağları bulunan adamlarla birlikte gidip, namaza


gelmeyenlerin evlerini onlar evlerindeyken ateşe vereyim.”6


Namazın şanının ne kadar büyük olduğu ve namazın câmi veya mescitlerde edâ


edilmesinin teşvik edilmesi konusundaki hadisler, pek çoktur. Bu sebeple bütün müslümanların,


namazları câmi ve mescitlerde kılmaya devam etmeleri, bunu birbirlerine tavsiye etmeleri ve


konuda birbirleriyle yardımlaşmaları gerekir.


Mescide uzak olan ve ezanı ancak mikrofonla işiten kimseye gelince, bu kimsenin


mescide gitmesi gerekmez. Yukarıda zikredilen hadis gereği, kendisi ile aynı yerde kalan


kimselerle birlikte ayrı bir cemaat oluşturarak namazlarını kılarlar.Zorluğa katlanıp cemaatle


birlikte uzak oluşları sebebiyle ezanı ancak mikrofonla işittikleri mescide gelirler ve burada


cemaatle namazlarını kılarlarsa, sevapları daha büyük olur.


Nitekim Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:


“Namaz konusunda insanlar içerisinde sevabı en büyük olan kimse, evi mescide en uzak


olan ve adımı daha fazla olan kimsedir. Namazı, imam ile birlikte kılıncaya kadar bekleyen


kimsenin sevabı, (evde veya mescitte) namazını kıldıktan sonra yatan kimseden daha


büyüktür." 7


4 Müslim


5 Buhârî ve Müslim


Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- bununla, o kimsenin değersiz ve hakir bir şeyi elde etmek için gayret edeceğini belirtmek


istemiştir.


6 Buhârî ve Müslim


7 Buhârî ve Müslim


3


Câmi ve mescitlere yaya olarak gitmenin fazîleti ve bunu teşvik etmenin hakkındaki


hadisler pek çoktur.


Başarı, Allah'tandır." 8


Ezanı işitmenin ölçüsünün nasıl olması gerektiği konusundaki İslâm âlimlerinin görüşleri:


İmam Şâfiî -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:


"Ezanı okuyan kimsenin sesi gür, ezanı işiten kimse de sağır değil, ortalık sessiz olur ve


rüzgâr da esmiyor ise, bu takdirde mescide gelmesi ve namazını cemaatle kılması gerekir. Yok


eğer ezan okuyan kimsenin sesi gür değil ve ezanı işiten kimse de gâfil ve sesler geliyorsa, bu


takdirde ezanı pek az insan işitir." 9


İmam Nevevî -Allah ona rahmet etsin- de şöyle demiştir:


"Ezanı işitme konusunda şuna bakılır: Bir kimse, yaşadığı beldenin dışında durur, ortalık


sessiz olur, rüzgâr esmez ve kendisi de ezanı işitirse, bu takdirde mescide gelip namazını


cemaatle kılması gerekir. Ezanı işitmezse, namazını mescitte kılması gerekmez." 10


İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- ise şöyle demiştir:


"Ezanın genellikle işitildiği yer, eğer ezan okuyan kimse sesi gür ve yüksekçe bir yerde


bulunuyor, rüzgâr esmiyor, ortalık sessiz ve ezanı işiten kimse de dalgın ve ilgisiz değil ise,


takdirde mescide gelip namazını cemaatle kılması gerekir." 11


8 Mecmû'u Fetâvâ İbn-i Baz, cilt: 12, sayfa: 58-61


9 İmam Şâfiî, "el-Um", cilt: 1, sayfa: 221


10 el-Mecmû' Şerhu'l-Muhezzeb, cilt: 4, sayfa: 353


11 el-Muğnî, cilt: 2, sayfa: 107



Son G?nderiler

KÂİNATI KİM YARATTI? ...

KÂİNATI KİM YARATTI? BENİ KİM YARATTI? NİÇİN? Ben doğru yol üzere miyim?

İslam Fıtrat, akıl ve ...

İslam Fıtrat, akıl ve saadet dinidir

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDE ...

İSLAM, ALLAH'IN GÖNDERDİĞİ RASÛLLERİN DİNİDİR