Articles




PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


7


ABDULMELIK EL-KASIM


ÖNSÖZ


Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm ve din gününün sahibi, göklerin ve


yerlerin mülkü (yönetimi) elinde olan, dirilten ve öldüren, hay (canlı), ölmeyen,


gecenin ve gündüzün değişmesi O’nun eseri olan ve iyileri koruyan Allah’a


aittir. Ben, tek ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilâh olmadığına, kendisiyle


yaşayacak ve ölecek sonra da din gününde, onun üzere diriltileceğimiz şekilde


şehadet ediyorum. Muhammed’in O’nun kulu, övütçü, güvenilir, abdest


aldıkları için yüzleri, elleri, ayakları parlayan kimselerin önderi olan, risaleti


(peygamberlik görevini) duyuran, emaneti yerine getiren ve eceli gelinceye


kadar ümmete nasihat eden elçisi olduğuna şehadet ederim.


Rabbimin salâtları ve selâmı, ona, temiz, pâk ailesine, sahabîlerine, tabiîlere


ve din gününe kadar iyilikle onlara uyanlara olsun.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Soyu


İbnu’l-Kayyim, Zâdu’l-Meâd’da Peygamberimizin soyunu şöyle açıklamıştır:


“O, Muhammed b. Abdullah b. Abdulmuttalib b. Hâşim b. Abdumenâf b. Kusay


b. Kilâb b. Murra b. Ka’b b. Luey b. Galib b. Fihr b. Mâlik b. en-Nadr b. Kınane


b. Huzeyme b. Mudrike b. İlyâs b. Mudar b. Nizâr b. Maad b. Adnân”. İbnu’l-


Kayyim sözüne şöyle devam etti: “Buraya kadar, sağlam olduğu malumdur ve


soy bilimciler arasında ittifak vardır, bunda kesinlikle ihtilaf yoktur. Adnan’dan


öncekilerde ise ihtilâf vardır. Adnan’ın da İsmail’in çocuklarından olduğunda


ihtilaf yoktur”.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Doğumu


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Fil yılının Rabîulevvel ayında doğmuştur.


8


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in İnsan Olduğu


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, diğer insanlar gibi bir insandır. Yüce


Allah şöyle buyurmuştur:


“De ki: Rabbimin şânı yücedir. Ben, sadece elçi olarak gönderilen bir insan


değil miyim?” (İsrâ, 17/93)


“Muhammed Allah’ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kâfirlere karşı


şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların, rükû ve secde ederek


Allah’ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secdelerin izinden,


nişanları vardır. İşte onların Tevrat’taki vasıfları! İncil’deki vasıfları da şudur:


Bir ekin gibidirler ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, Kalınlaştı, derken


gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kâfirleri


de öfkelendirir bir duruma geldi. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara


mağfiret ve büyük mükâfat vadetmiştir” (Fetih, 48/29)


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Ben ancak bir insanım.”1


Bunlar, Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem Allah’ın bütün insanlara


hatta sekaleyne (cin ve insanlara) gönderdiği elçisi olduğuna delâlet etmektedir.


Yüce Allah şöyle buyurdu:


“O size, dinden Nûh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim’e, Mûsâ’ya


ve Îsâ’ya tavsiye ettiğimizi şeriat yaptı. Şöyle ki: Dini doğru tutan ve onda ayrılığa


düşmeyin. Fakat kendilerini çağırdığın şey, Allah’a ortak koşanlara ağır geldi.


Allah dilediğini kendine seçer ve O’na yöneleni kendisine iletir.” (Şûrâ, 42/13).


Bu âyette zikredilenler, Ulu'l-Azm (azim ve irade sahibi) peygamberlerdendir.


Onlar birer insandır. Fakat Allah onlara peygamberlik verdi ve onların hepsini


bağışladı. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Allah katında İsâ’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan


yarattı, sonra ona “Ol” dedi ve oluverdi.” (Âl-i İmrân, 3/59)


1 Muttefekun aleyh.


9


ABDULMELIK EL-KASIM


Bu âyetler, peygamberlerin birer insan olduğuna kesin ve şüphesiz bir şekilde


delâlet etmektedir. Onları Allah yarattı, ama diğer insanlar arasından seçip onlara


elçilik görevi verdi. Onlar Allah’tan başkasına ibadet etmezler. Onlar hakkında


aşırılığa kaçmak veya öldükten sonra onlara tevessül (aracı yapılmaları) haram


kılınmıştır. Çünkü bu, tevhide aykırı ve İslâm dininden çıkaran en büyük


şirktendir. Peygamberimiz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem, yüce Allah’ın


kullara, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdiği o peygamberlerdendir. Yüce


Allah şöyle buyurmuştur:


“Muhammed, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir”


(Âl-i İmrân, 3/144)


Onun hakkında aşırılığa kaçmak, ölümünden sonra ona tevessül etmek veya


ondan yardım istemek ve imdat dilemek caiz değildir. Çünkü o da her insan


gibi bir insandır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Doğru yolu tutun, amellerde ifrattan (aşırılığa kaçmaktan) sakının. Müjdeleyip


sevdirin. Hiçbir kimseyi, kendi ameli cennete sokmaz”. Sahabiler sordular:


“Seni de mi? Allah’ın Rasulü!” O:


“Evet beni de, ancak Alah beni bir mağfiret ve rahmetle bürüyüp korumuştur”2


Böylece öğrenildi ki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, doğan, yaşayan


ve sonunda ölen bir insandır. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Muhammed, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Şimdi


o ölür veya öldürülürse siz ökçeleriniz üzerinde geriye mi döneceksiniz?


Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse, Allah’a hiç bir ziyan veremez. Allah,


şükredenleri mükâfatlandıracaktır” (Al-İmran, 3/144)


“Sen de öleceksin, onlar da ölecekler” (Zumer, 30)


Bu âyette hitap Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'edir..


Müminin üzerine düşen, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in


elçiliğine ve bütün nebi ve rasullerin elçiliğine inanmasıdır. Çünkü bu, olmadığı


takdirde, kişinin imanının zayıflayıp cehennem çukuruna düşebileceği, imanın


esaslarından biridir.


2 Buhârî, Muslim.


10


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


O, Bütün Yaratılmışlardan Üstündür


Ebû Hureyre’nin radıyallahu anh rivayet ettiğine göre, Rasûlullah sallallahu


aleyhi ve sellem şunu buyurdu:


“Ben Kıyamet gününde ademoğlunun efendisiyim, Kabri kendisi için


yarılacakların ilki benim, ilk şefaat eden ve ilk şefaatı kabul edilecek benim”3


Efendi (Seyyid), hayırlı ve iyi olmada toplumunda üstün kabul edilendir. Belâ


ve sıkıntılarda onun yanına koşulur, o da, sıkıntıları üstlenir ve insanları bu tür


şeylerden kurtarır. İşte efendi böyle tarif edilmektedir.


O sallallahu aleyhi ve sellem, istisnasız, insanların en üstünüdür, Peygamberlerin


en üstünü ve sonuncusudur. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle


buyurdu:


“Benim durumumla benden önceki peygamberlerin durumu şu kimse gibidir,


o kimse bir ev yaptırmış, onu süsleyip güzelleştirmiş, ancak bir köşede bir


kerpiçlik yer boş bırakılmıştır. Sonra insanlar evi dolaşmaya başlarlar, evi


beğenirler ve: Keşke şu tek kerpiç de yerine konulsaydı derler. İşte ben, o yeri


boş bırakılan kerpicim ve ben peygamberlerin sonuyum”4


O, dünyada ve âhirette Ademoğlunun efendisidir, Kıyamet gününde, efendiliğini


herkese gösterir dünyadakinin aksine ona karşı çıkacak ve onunla inatlaşacak


kimse kalmaz. Halbuki kâfirlerin kralları ve müşriklerin liderleri onun


efendiliğine itiraz etmişlerdi. Kendisi “Ben ademoğlunun efendisiyim” demişti.


Ama bunu övünmek için söylememişti. Hatta övünmek için olmadığını da


açıklamıştı:


“Ben ademoğlunun efendisiyim, bunda övünme yok”5


Dediğimiz gibi, bunu övünmek için söylememişti. Bunu söylemesinin iki


sebebi vardı:


1. YüceAllah’ın:


“Rabbinin nimetini anlat” (Duha, 93/11) âyetinde geçen emrini yerine getirmek,


3 Muslim.


4 Muslim


5 Tirmizî.


11


ABDULMELIK EL-KASIM


2. Bu, bilmeleri, saygı göstermeleri, inanmaları, inancın gereğini yerine


getirmeleri ve ona derecesinin gereğine göre saygı göstermeleri için


ümmetine duyurması gereken açıklama olduğu için.


Kıyamet günü, Rabbi kulları hakkında hüküm verirken ilk şefaat edecek


olan odur. İşte bundan dolayı o, istisnasız, yaratılmışların en üstünüdür.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Özellikleri:


Sadece Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e ait bazı özellikler vardır.


Bunlardan bazılarını belirtmek istiyoruz:


1. Hâtemu’n-nebiyyîn (Peygamberlerin sonuncusu)dir.


Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur:


“Muhammed, sizin erkeklerinizden birinin babası değil, fakat Allah’ın elçisi


ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir” (Ahzâb, 33/40)


2. Peygamberlerin efendisi. Çünkü kendisi şöyle diyor:


“Ben Kıyamet günü insanların efendisiyim”6


3. Onun peygamberliğine inanmadıkça hiçbir kulun imanı gerçekleşmez.


Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır:


“Hayır, Rabbin hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni


hakem yapmadıkça iman etmiş olmazlar...” (Nisâ, 4/65)


4. Kıyamet gününde insanlar arasında sadece onun şefaatiyle hüküm verilir.


5. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmeti, cennete girecek


olan ilk ümmettir. Çünkü kendisi şöyle diyor:


“Biz sonuncular, kıyamet gününde öne geçenler olacağız.”7


6. Kıyamet günü kendisinin taşıyacağı ve hamdedenlerin altında olacağı


Livâu'l-hamd (hamd sancağının) sahibi. Ebu Said el-Hudrî’nin radıyallahu


anh rivayet etiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle


buyurmuştur:


6 Muttefekun aleyh.


7 Buhârî, Muslim.


12


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


“Ben Kıyamet günü Ademoğlunun efendisiyim. Bunda övünme yok.


Livau’l-hamd benim elimdedir. Bunda övünme yok. O gün, Adem ve diğer


peygamberler benim sancağımın altındadır. Toprağı yarılarak kabrinden


çıkacakların ilki benim, bunda övünme yok”8


7. Makam-ı Mahmud’un yani yaratılmışların, kendisini övmelerine sebep


olan amelin sahibi. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:


“Belki Rabbin seni, bir Makam-ı Mahmud'a ulaştırır.” (İsrâ, 17/79)


8. Başına varılacak havuzun yani oldukça büyük ve gelenleri çok olan


havuzun sahibi.


9. Peygamberlerin imamı, hatibi ve şefaatlarının sahibi. Ubeyy b. Ka’b’ın


rivayet ettiği hadise göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle


buyurdu:


“Kıyamet günü, ben peygamberlerin imamı, onların hatibi ve şefaatlarının


sahibi olacağım. Bunda övünme yok”9


10. Onun ümmeti, ümmetlerin en hayırlısıdır. Yüce Allah Şöyle buyurmuştur:


“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz” (Âl-i imran, 3/110)


11. Onun ümmeti başka ümmetlere şahit yapılmıştır. Yüce Allah şöyle


buyurdu:


“Böylece sizi orta bir ümmet yaptık ki, insanlara şahit olasınız” (Bakara, 2/143)


12. Onun ashabı, en hayırlı nesildir.


13. Onun ümmeti, sapıklık üzere toplanmaktan korunmuştur ve onların


icması (bir hususta ittifak etmeleri) delildir.


14. Onun dini, önceki dinlerin hepsini neshetmiştir (hükümlerini kaldırmıştır).


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir:


“Risalet ve nübüvvet (Peygamberlik) kesilmiştir. Benden sonra rasûl ve


nebi yoktur”10


15. Kendisine indirilen kitap mucizedir ve değişikliğe uğramaktan korunmuştur.


Yüce Allah şöyle buyurdu:


“O zikri (Kur’an’ı) biz indirdik ve onun koruyucusu da elbette biziz” (Hicr, 59/9)


8 Tirmizî.


9 Tirmizî, Hasen hadistir.


10 Ahmed; Tirmizî, Tirmizî sahih olduğunu söylemiştir.


13


ABDULMELIK EL-KASIM


16. O, müminler üzerinde, onlardan daha büyük hak sahibi yapıldı. Yüce


Allah şöyle buyurdu:


“Peygamber, müminlere nefislerinden daha evlâdır.” (Ahzâb, 33/6)


17. Her ferdin onu, canından, malından, çocuğundan, babasından ve bütün


insanlardan daha çok sevmesi gerekir. Peygamber sallallahu aleyhi ve


sellem şöyle buyurmuştur:


“Canım elinde olan Allah’a yemin ederim! Sizden birisine ben,


çocuğundan, babasından ve bütün insanlardan daha sevimli olmadıkça, o


tam olarak iman etmiş olmaz”11


18. Vefatından sonra eşlerinin başkasıyla evlenmesi haramdır. Hanımları,


onun hem dünyada hem âhirette eşleridir. Ayrıca onlar, müminlerin


anneleridir. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Onun eşleri onların anneleridir” (Ahzâb, 33/6)


“Kendisinden sonra onun eşlerini nikâhlamanız asla olamaz” (Ahzâb, 33/53)


19. Kızlarının çocukları, başkası için böyle bir şey olmaksızın ona nispet


edilirler.


20. Bizden çıkıp pis olan, onda temizdir. O, ölümünden sonra da temizdir.


Âlimler arasında bu hususta ihtilâf yoktur.


21. Ona ve ümmetine yeryüzü, mescit ve temiz kılındı, bir aylık yoldan


(düşmanın kalbine) korku vererek muzaffer kılındı. Peygamber sallallahu


aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Ben diğer peygamberlere üstün kılındım. Bana cevâmi-i kelim (az sözle


çok mana ifade eden sözler) verildi. Düşmanlarımın kalplerine korku


salmakla yardım edildi. Ganimetler bana helâl kılındı. Yeryüzü bana


mescit ve temiz kılındı. Bütün insanlara peygamber olarak gönderildim


ve peygamberler benimle sona erdirildi”12


22. O bütün insanlara gönderildi. Yukardaki hadis bunun delilidir.


23. Yüce Allah’ın bereketi olarak, parmaklarının arasından su fışkırdı. Bu,


Muslim’in Sahih’indedir.


11 Buhârî.


12 Muslim, Tirmizi.


14


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


24. Birisinin sesini, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in sesinin


üstüne çıkarması helâl değildir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurmuştur:


“Ey inananlar! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne çıkarmayın”


(Hucurât, 49/2).


25. Ona cevâmi-i kelim verilmiştir.


26. Ona adıyla hitap edilmez. “Ey Muhammed!” denilmez. “Allah’ın Rasûlü”


ve “Allah’ın Nebisi” denilir. Namazda, onun öğrettiği şekilde: “Es-Selâmu


aleyke, eyyuhe’n-nebiyyi ve rahmetullahi ve berakâtuh= Selâm, Allah’ın


rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun, ey peygamber!” denilir.


27. Rüyada onu gören, gerçekten onu görmüş olur. Çünkü şeytan onun


kılığına giremez.


28. O esnemezdi.


29. Gözleri uyur, kalbi uyumazdı.


30. Önünden gördüğü gibi arkasından da görürdü.


31. İstediği sayıda kadınla evlenmesi ona helâl kılınmıştı.


Diğer insanlardan farklı başka özellikleri de vardı.


Muhammed’in Allah’ın Rasûlü Olduğuna Şehadet Etmenin


Manası:


Bunun manası, emrettiği şeylerde ona itaat edilmesi, haber verdiği şeylerde


onun tasdik edilmesi, onun yasak ettiği şeylerden sakınılması, ancak onun


getirdikleriyle Allah’a ibadet edilebilmesi demektir.


Ona itaat, Allah’a itaat demektir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:


“Allah’a ve Rasûl’e itaat edin ki, size de merhamet edilsin” (Âl-i İmrân, 3/132),


“De ki: Allah’a ve Rasûl’e itaat edin” (Âl-i İmrân, 3/32)


“Kim Rasûl’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur” (Nisâ, 4/80).


Geçmiş ve gelecekle ilgili haberler konusunda onun tasdik edilmesi Allah’ın


15


ABDULMELIK EL-KASIM


ona bildirdiği gayble ilgili meselelerdendir. Bu konuda onun tasdik edilmesi,


en başta gelen görevlerdendir.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in yasakladığı şeylerden sakınmak,


Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehadet etmenin gereğidir. Onun


yasakladığı her şeyden çekinmek gerekir. Bu, yüce Allah’ın şu sözünün tasdik


edilmesi demektir:


“Rasûl size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan sakının”


(Haşr, 59/7)


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de kendisi şöyle buyurmuştur:


“Size emrettiğim bir şeyin, gücünüzün yettiği kadarını yapın. Size


yasakladığımdan da sakının”13


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Kul Olduğu:


Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Allah’ın kullarından birisidir. O,


Allah’ın bir memlûkü (kölesi)dür. Yüce Allah onu, “Allah kuluna kâfi değil


mi?” (Zumer, 39/36) sözünde olduğu gibi, özel bir kul olmakla niteledi. Çünkü


kulun en yüksek mertebesi, özel kul olmak ve peygamberliktir. O, bu iki yüksek


özellikte yaratılmışların en mükemmelidir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:


“Kuluna hakkı batıldan ayırıcı bir ölçü indiren Allah ne yücedir” (Furkân, 25/1)


O, yüce Allah’ın bir kuludur. Rablık ve ilâhlık, sadece Allah’ın hakkıdır. Bu


iki konuda, hiç kimse, ne mukarreb (yaklaştırılmış) melek, ne gönderilmiş


peygamber ona ortak olamaz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dediğimiz


gibi, Alah’ın kulu ve elçisidir. Kendisi de şöyle demiştir:


“Ben ancak bir kulum. Siz, benim hakkımda Allah’ın kulu ve elçisi deyin”14


O, bulunduğu yerin ve mevkisinin üstüne çıkamaz. Onda ilâhlığa ait


özelliklerden birisi yoktur; Allah’ın kendisine bildirdiği gayble ilgili şeylerin


dışında gaybı bilemez. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“De ki: Göklerde ve yerde Allah’tan başka kimse gaybı bilmez” (Neml, 27/65)


13 Muslim.


14 İbn Hıbbân.


16


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


“Gaybı bilen O’dur. Gizli bilgisini kimseye göstermez. Ancak razı olduğu


elçiye gösterir” (Cin, 72/26-27).


Yüce Allah Peygamber’i Muhammed’e, gayble ilgili bazı şeyleri bildirmiştir.


Bundan dolayı o, gaybı kendiliğinden bilemez. Bunun delili, Cebraîl


Aleyhisselam ona bir insan suretinde gelip kıyametin ne zaman kopacağını


sorduğunda verdiği şu cevaptır: “Soru sorulan, sorandan daha bilgili değildir”.


Allah’ın kendisine verdiği bilgilere dayanarak o, soru soranın Cebraîl olduğunu


öğrenmişti. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:


“Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Ne sen ne de kavmin, daha


önce bunları bilmiyordunuz.” (Hûd, 11/49),


“Bu anlatılanlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Onlar kararlarını


verip tuzak kurarlarken sen yanlarında değildin” (Yûsuf, 12/102).


Yine o, kendisine fayda da veremez zarar da. Onun hakkında, ilâhlık ve rablıkla


ilgili şeylerden herhangi birisine inanılmaz. Allah, en yüksek makamda, onu


kul diye niteledi. Allah şöyle buyurdu:


“Kulunu geceleyin yürüten Alah ne yücedir!” (İsrâ, 17/1).


O, Allah’ın kulu ve elçisidir. Bu mevki ve derecesinin üstüne çıkarılamaz. Ebu


Hureyre’nin radıyallahu anh rivayet ettiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi


ve sellem şöyle buyurdu:


“Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şüphe


etmeden şehadet eden kul, Allah’a bu iki şehadetle kavuşursa cennete girer”15


O, Allah’ın kulu ve elçisidir.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Bir Rahmettir


O, ümmetine bir rahmettir, onlara merhametli ve şefkatlidir. Yüce Allah şöyle


buyurdu:


“İçinizden size öyle bir elçi geldi ki sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size


düşkün, müminlere şefkatli ve merhametlidir” (Tevbe, 9/128)


“Biz seni ancak âlemlere rahmet için gönderdik” (Enbiya, 21/107).


15 Muslim.


17


ABDULMELIK EL-KASIM


O, ümmetini aralarında sevgi ve saygı göstermeye, birbirlerine karşı şefkatli


olmaya, birbirlerine yardım eden tek vücut gibi olmaya ve birbirine destek


olmaya teşvik etmiştir. Çünkü o, yüce Rabbinin tarif ettiği gibi, müminlere


merhametlidir. Kendisi şöyle demiştir:


“Ben ve yetime bakan kişi, cennette şöyle olacağız” Peygamberimiz sallallahu


aleyhi ve sellem bu sözü söylerken şehadet parmağıyla orta parmağını birleşik


bir halde göstermişti.16


Yüce Allah şöye buyurdu:


“Öyleyse sakın öksüzü ezme” (Duhâ, 93/9).


Yine dul, yoksul ve ihtiyaç sahiplerine yardımda, Peygamber sallallahu aleyhi


ve sellem’in tavsiye ettiği rahmettendir. Ebû Hureyre’nin radıyallahu anh


rivayet ettiğine göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


“Dul ve yoksulun yardımına koşan, Allah yolunda cihat eden gibidir”17


Ebû Hureyre radıyallahu anh şunu rivayet etti: Bir adam Rasûlullah’a


sallallahu aleyhi ve sellem katı yürekli olduğundan şikâyet etti. Rasûlullah


sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:


“Yetimin başını okşa ve yoksulun karnını doyur”18


“Zenginlerin davet edilip de fakirlerin bırakıldığı, davet yemeği ne kötü


yemektir!”19 sözü, onun fakirlere rahmetindendir. Peygamberimiz sallallahu


aleyhi ve sellem kızlara, kadınlara ve zayıflara iyilik etmeyi tavsiye etmiştir.


Bu ancak, onun ümmetine merhamet ve şefkatinden ileri geliyordu. Enes’in


radıyallahu anh rivayet ettiğine göre Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve


sellem şöyle buyurdu:


“Kim, ergenlik çağına ulaşıncaya kadar iki kız çocuğuna bakarsa, kıyamet


günü geldiğinde, ben ve o şöyle oluruz” (bu sözü söylerken, parmaklarını bir


araya getirdi)20


“Allah’ım! (Sen şahit ol!) Ben iki zayıfın hakkının zayi edilmesinden insanları


kesinlikle menediyorum: Yetim ve kadın”21


16 Buhârî, Ebû Dâvûd, Tirmizî.


17 Buhârî, Mâlik.


18 Ahmed, Ravileri güvenilirdir.


19 Buhârî ve Muslim.


20 Muslim.


21 Nesâî. iyi bir isnâdla.


18


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


“Sizlere ancak zayıflarınızın duası sebebiyle yardım ediliyor ve rızık veriliyor”22


“İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez”23


“Merhamet etmeyene merhamet edilmez” 24


Hayvana acımayı tavsiye etmesi de onun rahmetindendir. Peygamberimiz


sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:


“Allah her şey hakkında iyi ve yumuşak davranmayı emretti. Bu bakımdan siz


öldüreceğiniz zaman öldürmeyi güzel yapın. Hayvan boğazlayacağınız zaman


da boğazlamayı güzel yapın. Sizden birisi hayvanı boğazlayacağı bıçağını


keskinleştirsin ve boğazladığı hayvanı rahat ettirsin”25


Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine rahmet etmesine ve onlara


şefkat göstermesine dair tablolar pek çoktur. Salât ve selâm onun üzerine olsun.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Mûcizeleri


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in mûcizeleri pek çoktur. Söylendiğine


göre, mûcizeleri, yaklaşık iki veya üç bine ulaşmaktadır. O, mûcizesi en çok


peygamberdir. Peygamberimiz Muhammed’in sallallahu aleyhi ve sellem


bazı mûcizelerini zikredeceğiz. Bu mûcizelerinin hepsi Buhârî ile Muslim’in


sahihlerinde veya ancak geri zekalı yahut akılsız birinin yalanlayabileceği sahih


hadis kitaplarında mevcuttur.


Bu mûcizelerden bazıları:


1. Kur’an-ı Kerim. Bu, peygamberimiz getirdiği en büyük mûcizedir. Çünkü


Kur’an, ümmetin düsturu, ondan ancak helâk olanın ayrılacağı, ancak


ona, ondaki emir ve yasaklara sarılanın, Rabbinin izniyle kurtulmuş


olacağı, düzgün ve en doğru yoludur. Onda, öncekiler ve sonrakilerle


ilgili haberler vardır. O, din gününe kadar ebedî bir mûcizedir. Peygamber


sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


22 Buhârî.


23 Muttefekun aleyh.


24 Muttefekun aleyh.


25 İbn Hibbân, Muslim, Dârimî vb.


19


ABDULMELIK EL-KASIM


“Sizin aranızda, sarıldığınız takdirde sapıtmayacağınız bir şey yani


Allah’ın kitabını bıraktım”26


2. Ayın onun için ikiye bölünmesi: El-Velîd b. el-Muğîre ve Kureyşli başka


kâfirler ondan, peygamberliğinin doğruluğunu gösteren bir mûcize


istediler. Ay, bundan dolayı ikiye bölündü. Bir parçası dağın üzerindeydi,


bir parçası da dağın gerisindeydi. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Kıyamet saati yaklaştı, ay yarıldı” (Kamer, 54/1).


3. Ağacın onunla konuşması: Bir bedevî ona yaklaşınca Rasûlullah ona:


“Nereye gitmek istiyorsun?” diye sordu. Bedevî:


“Âilemin yanına” dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:


“Sana hayırlı bir haber vereyim mi?” dedi. Bedevî:


“Nedir o?” Diye sordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:


“Tek ve ortağı olmayan Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in


O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet edersin” dedi. Bedevî:


“Senin bu dediğine şehadet edecek bir delilin var mı?” Dedi. Rasûlullah


sallallahu aleyhi ve sellem, vadinin kenarındaki bir ağacı göstererek:


“Şu ağaç” dedi. Ağaç yeri kazarak geldi ve Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi


ve sellem karşısında durdu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ondan


üç defa şehadet getirmesini istedi. Ağaç da onun dediği gibi şehadet getirdi.


4. Hurma Kütüğününün ona özlem duyup mescidinde olan herkesin


duyduğu bir sesle ağlaması. Rasûlullah daha önce bu kütüğün üzerinde


hutbe okurdu, sonra minber yapıldı ve onun üzerine çıkıp hutbe okumayı


bırakınca, o Rasûlullah’a sallallahu aleyhi ve sellem özleminden dolayı


ağladı. On aylık hamile deve gibi inledi ve bir türlü susmadı. Sonunda


Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi, mübarek elini onun üzerine


koydu ve o da sustu. Bir rivayete göre de Rasûlullah kucaklayınca sustu.


5. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem yaptığı duayla yemeği


çoğaltmıştır. Birkaç parça arpa ekmeğiyle seksen küsur kişi doymuştur.27


6. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yaptığı duayla suyu çoğaltmıştır. Bir


savaşta insanlar susuz kalmıştı. Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem


26 İbn Hıbbân, İbn Huzeyme.


27 Buhârî ve Muslim.


20


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


önünde, içindeki suyla abdest aldığı bir kap vardı. İnsanlar Peygamber’in


yanına gelip: Senin kabındakinden başka suyumuz yok, dediler. Bunun


üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem elini kabın içine koydu. Su,


pınar gibi, parmaklarının arasından kaynamaya başladı. Herkes o sudan


içti ve abdest aldı. Bunlar üç yüz kişiydi.28 en-Nevevî, Muslim’in şerhinde


şöyle der: “Suyun, Peygamber’in sallallahu aleyhi ve sellem parmaklarının


arasından kaynaması ve suyu çoğaltması ve yemeği çoğaltması, çeşitli


yerlerde ve farklı durumlarda Rasûlullah’tan sallallahu aleyhi ve sellem


görülen açık mucizelerdir. Bunların hepsi tevatür derecesine ulaşmıştır.


Suyu çoğaltması, Enes, İbn Mes’ud, Câbir ve İmrân b. el-Husayn’ın


rivayetleriyle sabittir. Yine yemeği çoğaltması, değişik yerlerde, birçok


durumda ve çeşitli şekillerde ondan görülmüştür.”


Bunu şöyle özetleyebiliriz: Suyu veya yemeği çoğaltmayla ilgili


rivayetlerin hepsinde yanındaki sahabîlerin sayısı hakkındaki rivayetlerin


farklı olduğu doğrudur. Ancak bunlar, değişik yerlerde birçok raviden


gelmiştir. Dolayısıyla sayılarla ilgili bu rivayetlerin hepsi doğrudur.


7. İsra ve Mirac yani geceleyin Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya,


sonra yüksek semalara sonra da Sidre-i Münteha'ya götürülmesi ve yeri


soğumadan yatağına dönmesi.


8. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir defasında def-i hacete çıktı.


Kendisini başkalarının görmesine engel olacak hiçbir şey bulamadı. Uzakta


iki küçük hurma ağacı gördü. Sonra onların her birine yanına gelmelerini


emretti. Ağaçlar yanına geldiler ve onu örterek gözlerden gizlediler.


İhtiyacını yaptıktan sonra onlara, yerlerine dönmelerini emretti.29


9. Cuma günü hutbe okurken birisi Rasûlullah’a sallallahu aleyhi ve sellem


gelip yağmur yağmadığından ve kuraklıktan şikayet etti. Peygamber


sallallahu aleyhi ve sellem ellerini kaldırıp Rabbine dua etti. Gökte hiç


bulut yoktu. Bir bulut belirip göğü kapladı ve arkasından yağmur yağdı.


Uzun süre yağınca Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Etrafımıza,


üzerimize değil” dedi. Yağmur azaldı, sonra da kesildi.30


28 Buhârî, Muslim.


29 Ahmed, Taberânî, Beyhakî.


30 Muttefekun aleyh.


21


ABDULMELIK EL-KASIM


10. Kureyşli müşrikler Dâru’n-Nedve’de toplanıp Rasûlullah’ı sallallahu


aleyhi ve sellem öldürmeye karar verdiler, Onun çıkmasını beklemek,


kılıçlarla bir kişinin vurduğu gibi ona vurmak üzere kapısına geldiklerinde,


onların yanına çıktı. Başlarına toprak atıp aralarında çıkıp gitti. Hiçbirisi


onu görememişti.


11. Huneyn savaşında kâfirlere bir avuç toprak atıp: “Yüzleri çirkin olsun”


dedi. Kâfirlerin gözleri toprak doldu ve yenildiler.31


12. Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem yediği koyun kolu onunla


konuşup: “Kendisinin zehirli olduğunu” söylemiştir.32


13. Kurdun onun Peygamber olduğuna şehadet etmesi.


14. Devenin Rasûlullah’a sallallahu aleyhi ve sellem şikâyette bulunması, sahibinin


kendisini yorduğunu, canını yaktığını ve zorluk çıkardığını söylemesi.33


15. Ali’nin rahatsızlanan gözüne tükürmesi ve gözün iyileşmesi. 34


16. Uhud savaşında, Katâde radıyallahu anh gözünden vuruldu ve göz, yerinden


çıkıp yanağının üzerine düştü. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem


onu yerine koydu. Hatta o göz sağlam gözünden daha iyi görür oldu.35


17. Ebû Râfi b. Ebi’l-Hukayk’ı öldüren Abdullah b. Atîk el-Ensârî, onun yanına


giderken merdivenden düştü ve ayağı yaralandı. Peygamber sallallahu


aleyhi ve sellem mübarek eliyle onun ayağını sıvazladı ve ayak iyileşti.


18. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem İbn Abbas’ın radıyallahu anh dinî


bilgilerde ve tefsir ilminde âlim olması için dua etti ve o bu ümmetin en


büyük âlimi oldu.


19. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Enes b. Malik’in malının, evlâdının


çok olması ve uzun süre çalışması için dua etti. Enes de, yaklaşık yüz yıl


yaşadı. Soyundan gelen çocukların /torunlarının sayısı yüz yirmiydi. Yılda


iki defa ürün veren hurma bahçesi vardı.


31 Muslim vb.


32 Buhârî.


33 Ebû Dâvûd.


34 Muttefekun aleyh.


35 el-Hâkim.


22


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


20. Sabit b. Kays b. Şemmâs’ın mutlu yaşaması ve şehit olması için dua etti.


Aynen dediği gibi oldu.


21. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Umeyye b. Halef’e Bedir savaşında


öldüreceğini bildirdi ve onu Bedir savaşında öldürdü.36


22. Peygamberimiz, Bedir’de sahabîlerine kâfirlerin vurulup düşecekleri


yerleri gösteriyor ve: “Burası, falancanın öldürüleceği yer, şurası falancanın


öldürüleceği yer” diyor, yerlerini tarif etmek için elini toprağa koyuyordu.


Aynen dediği gibi oldu. Onların hiçbiri, elini koyduğu yeri geçmedi.37


23. Rasûlullah’ın yaptığı savaşların birisinde müslümanlarla birlikte savaşan


birisi vardı. O, düşmanların boyunlarını öyle vuruyordu ki sahabiler onu


övmekten ve onun cennetlik olduğunu söylemekten kendilerini alamadılar.


Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “O, cehennemliktir”


dedi. Birisi ne yaptığını görmek için o adamı takip etti. Adam yaralanınca


kılıcını alıp kendisini öldürdü ve kendisini cehenneme yuvarladı. Aynen


Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem dediği gibi olmuştu.


Rasûlullah’ın sallallahu aleyhi ve sellem mûcizeleri çoktur. Ben pek azını


saydım. Zikrettiklerimi de, müslüman, Peygamber’in sallallahu aleyhi ve


sellem bazı mucizelerini öğrensin diye aktardım. Mûcizeleri, çok açık ve


belirgindir. Bunları ancak geri zekalı veya aklını kaybeden inkâr eder.


İnsanlar, Allah’ın Rasûlü’ne Muhtaçtırlar


İnsanlar, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem peygamber olmadan önce,


özellikle peygamberlerine indirilen kitaplarda tahrifat ve değişiklik yaptıktan


sonra kapkaranlık bir cahillik dönemini yaşadıkları için, Allah bütün kullarını


kendilerini o kötü durumdan kurtaracak; tekrar yaratıcı tek ve üstün Allah’a


ibadete döndürecek kimselere muhtaç hale getirdi ve insanlara, Rablerinin izniyle


karanlıklardan aydınlığa çıkarması için peygamberi Muhammed’i gönderdi.


36 Buhârî.


37 Ebû Dâvûd.


23


ABDULMELIK EL-KASIM


İnsanların dünyada peygambere olan ihtiyaçları, yiyecek, içecek ve havaya


duydukları ihtiyaçlarından daha fazladır. Çünkü o, insanlara cennetleri müjdeler


ve onları cehennemlerden sakındırır. Onların ona ahirette ihtiyaç duymaları


şöyledir: İnsanlar, haklarında hüküm verilirken peygamberlerin, Allah’tan


kendi lehlerinde aracılık yapmasını isteyecekler. Peygamberlerin hepsi aracılık


yapmada (şefaatte) gecikecekler ve Peygamberimiz Muhammed sallallahu


aleyhi ve sellem onlara aracılık edecek. Onlara cennet kapısını açacak olan


odur. Bundan dolayı, insanların Peygamber’e duydukları ihtiyaç, dünya ve


âhirette önemli ve kaçınılmaz bir ihtiyaç olmuştur.


PEYGAMBERİMİZİN sallallahu aleyhi ve sellem


ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI


Peygamber’in sallallahu aleyhi ve sellem ümmeti üzerindeki hakları çoktur.


Bunlar, İslâm ümmetinden olan her ferdin üzerine düşen haklarıdır. Allah’ın


izniyle bunları biraz tafsilatlı olarak anlatacağız. Bu haklardan bazıları:


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e İman Edilmesi


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e iman, müslümanın iman etmesi


gereken iman esaslarındandır. Peygamberlere iman bu esaslar arasındadır. O


sallallahu aleyhi ve sellem, iman edilmesi gereken peygamberlerden biridir.


Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Allah’a, elçisine ve indirdiğimiz nûra (Kur’ân’a) inanın” (Teğabun, 64/8)


“Gelin Allah’a ve O’nun ümmî (okuma yazma bilmeyen) peygamberi olan


elçisine inanın -ki o da Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır-. Ona uyun


ki doğru yolu bulasınız” (A’râf, 7/158).


O, kendisine iman edilmesinin şart olduğunu söyledi:


24


PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI


“Bana, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Elçisi


olduğuna şehadet edinceye kadar insanlarla savaşmam emredildi”38


Onun risalet ve nübüvvetinin (Peygamberliğinin), Allah katından verilmiş


bir hak olduğunu içinde şüphe bulunmayan kesin tasdik ile tasdik etmek ve


gereğini yapmak O’na imandandır. Dine dair getirdiği ve yüce Allah hakkında


haber verdiği her şeyi tasdik etmek gerçek bir haktır. Bunun kalp ve dille


tasdik edilmesi gerekir. Kalp inkâr ederken, ona dille iman edilmesi yeterli


değildir. Yüce Allah şöyle buyurdu:


“Ey inananlar! Allah’a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve daha önce indirmiş


bulunduğu kitaba inanın. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve


âhiret gününü inkâr ederse o, uzak bir sapıklığa düşmüştür. (Nisâ, 4/136).


Ona, peygamberliğine, daha önce meydana gelmiş ve Allah’ın kendisine bildirdiği


meydana gelmemiş şeylerden haber verdiklerinin hepsine iman etmek, kişinin


imanının tam olması için şarttır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem


görmediği halde kendisine iman eden kimseye, ne mutlu, diyerek takdir etmiştir:


“Beni görerek bana iman edene bir kere ne mutlu! Beni görmeden iman edene


yedi kere ne mutlu”39


Kim onun peygamberliğinde şüphe ederse, kâfir olur, çünkü bu konuda


deliller çoktur.


Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in Sevilmesi


Bu da, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmeti üzerindeki


haklarından biridir, onların da görevidir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve


sellem’in sevilmemesi, imanın gitmesine sebep olur. Allah, Peygamber’ini


sevmeyi yüce kitabında şart koşmuştur:


“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız,


kazandığınız mallar, kötüye gitmesinden kaygılandığınız ticaretiniz, hoşlandığınız


meskenler, size Allah’tan, Elçisinden ve onun yolunda cihat etmekten daha sevgili


38 Buhârî, Muslim.


39 es-Silsiletu’s-sahîha, III/45.



Son G?nderiler

MÜSLÜMAN BİR VAZİDEN ...

MÜSLÜMAN BİR VAZİDEN HIRİSTİYAN BİR KİŞİYE MESAJ

ALTI GÜN ŞEVAL orucun ...

ALTI GÜN ŞEVAL orucunun fazileti

HİZİPÇİLİK VE ALLAH’A ...

HİZİPÇİLİK VE ALLAH’A DAVETTE OLUMSUZ ETKİLERİ...

KURAN-I KERİM'DEN FAY ...

KURAN-I KERİM'DEN FAYDALANMANIN ŞARTLARI